SEN HİÇBİR ŞEYİ HAK ETMİYORSUN
Sen hiçbir şeyi hak etmiyorsun!
Oysa ne kadar da sevmiştim seni, Büyütürken düşlerimi yasaklı gecelerde, Ölümden çok seni düşünürdüm. Delilikti bu, belki de bir çılgınlıktı. Çatışırken çıkmaz bir sokakta Yahut vurulurken Yine de sen diyebilmek… Kavgam kadar kutsaldın yani. Canımdan bir parça gibi, Yüzümü sürdüğüm bayrak gibi, Ve kana kana içtiğim su gibi… Ben böyle sevmiştim seni. Böylesine içten böylesine tarifsiz… Böyleyken yıkılmıştım sonra. Düşmüştü şehir, koparılmıştı gençliğim. Yenilmiştim hayata, sana yenilmiştim. Oysa daha çok vardı yaprakların dökülmesine. Gözlerimden çok uzaktaydı yağmurlar. Ve toprak, Yorgun bedenleri kara bağrına basan toprak, Hazır değildi beni almaya. Ama vurulmuştu bir kere prangalar ayaklarıma. Gelip konmuştu yüreğime hain bir saldırı. Parçalanmıştım zamansız. Santim santim dağılmıştım. Başımı dizlerin diye koyduğum yastıkta, Duvarlara attığım her gri çizgide, Volta attığım her koridorda, İçtiğim çayın her yudumunda, Ve dinlediğim bağrı yanık her mahkûm türküsünde, Santim santim dağılmıştım. Bilemezsin bu acıyı sen. Bilemezsin her yana dağılırken ışıksız bir hücrede Ve yapayalnız, Göğsünde taşıdığın fotoğrafı ellerinle tutuştururken Kül oluşunu izlemeyi. Bilemezsin sırtından vurulmanın ne demek olduğunu, Sevgisiz, amaçsız ve kimsesiz yaşamanın can alışını… Bilemezsin, yaşamadın çünkü sen. Her haliyle yaşatansın ve acımayansın. Adını koymuyorum senin, önemli değil. Ben biliyorum ya hançer yemiş yüreğim biliyor ya Tarih bilmese de olur, Yazmasa da olur adını tozlu sayfalarına. Ben biliyorum ya yüreğim biliyor ya, Tarih bilmese de olur. İşte bu yüzden güneş benim diyorum göremesem de. Mavi gökyüzü benim dokunamasam da. Çocukların gözlerindeki umut benim, Denizler benim, kitaplar benim, aşk benim; Sokaklar, caddeler, çiçekler… Güzel olan her şey benim. Sen hiçbir şeyi hak etmiyorsun. Bilal DURAN(suskunşair) |