Şiirin Sığ Suları---------------- zamansız yağdı düşlerime yağmurlar Dizelerden elbiseme kurşun attılar günbatımı, Sonsuzluk denen bu yola dörtnala sürdüm atımı, ey sevgili! geride yani tam şuramda susuz bir çöl bıraktın bütün yağmurları götürüp giderken sensiz çıktığım bu son yolculukta çok anlar yaşadım Tebrizli Şems’in gözlerini Mevlana’nın sözlerini gördüm ıssız düşlerde ey sevgili! çığlıklarım bazı geceler çanhıraştı, ve çakır gözlü haramiler ıssız dağ başlarında yollarımı keserek savunmasız gönlümle çok uğraştı. her badireyi atlattım bacaklarıma saldırırken çakallar uykusuz gecelerde kirli sakallarımda buğulu hayalin dolaştı. Sevdanın sığ sularında yitik mevsimler yaşandı, Hüzün dolu ayrılıklar çelik zırhını kuşandı. ey sevgili! çıktığım bu son yolculukta ahraz tayfalar eşlik etti anılarıma… şiirin sığ sularından fırtınalı denizlerine kadar durmadan dolaştım anılarını yitirmiş kaç Robenson gördüm ruhsuz adaların koynunda… ey sevgili! sen giderken ürkek bir rüzgâr esti yeni yeni yeşeren filiz açmış dallarımı namert oduncular elleriyle kesti. Güneş Ay’a küstü Ay Güneşe yüz vermedi ve gece almadı aşkı kollarına. Tuzak dolu sokaklarda savrulan duygular bir hoş, Avare sözler içinde vurgun yemiş gözler sarhoş. ey sevgili! hani sözün vardı ayrılığın küllerini savurmaya ve sokakta aç yatan kedi köpekleri doyurmaya senden sonra kuşlar bile konmaz oldu asmaya düşlerimi yalnız bırakıp kediler köpekler terk edip gitti bu dağ başlarını anıları sesiz bırakıp şiirleri öksüz bırakıp ey sevgili! Yürürdük gökkuşağının altında gri bir yalnızlığın içinde, Hüznün örtüsünü giyen parklar ardımızdan kıs kıs gülerken. Göğsümün sol kafesinde bir mermi çekirdeği dururdu. Kovanları ise düşmüş beni vuran avcının ayağının dibine Tenimden akan kanı ağaçların yaprakları siliyor. Dudaklarımız titriyor sevdanın gelgitlerinde, Ne çok ayrılık yaşadık hayatın çek gitlerinde. Ey sevgili! hüzünler düştü saçımın aklarına dışarıda ince bir yağmur yağıyor dayasam revolveri şakağıma elim titremeden bassam tetiğe ve bir kırlangıç çığlık atsa akan kanlardan baykuşlar yüzünü yıkasa titriyor gecenin ürperten sesi, kesiliyor gülüm ruhun nefesi, sızlarken derinden kalbin kafesi, gözlerin ayazında türküm çalıyor. Ey sevgili son sığınağındım geceye gam düşmeden önce yolun açık olsun tozlu yollarında cam kırığı düşlerimle yitirdim umudu çekilsin gönlümden sevdanın suyu adını lanet ile anmayacağım bundan sonra ızdırabını görmeyeceğim hayatın yıllarında tükenen şu ömrümün son yıllarında. ey sevgili! dönüşü olmayan bir yoldun ıssız hayallerde soldun ey sevgili! şiirler sensiz ağlıyor hüzünlü duran bulutların altında zamansız yağdı düşlerime yağmurlar ruhun susuz sarnıcında kurudu gözbebeklerim bunu biliyor musun? Coşkun Mutlu |
--------------FARKLI...
DÜŞÜNDÜRÜCÜ...
-------------MANALI...