KAPILARIN ARDINDAKİ ANILAR...“Gıcırdayan bir kapının ardında ne kadar çok anım olduğunu o kapıyı açtığımda anladım” Araladım doğup büyüdüğüm mahallede Arkadaşlarımla oyunlar oynadığım menteşesi pas tutmuş Ayşa ananın gecekondusunun tahta kapısını... Hemen girmedim Şöyle bir baktım bakımsız bahçesine doğru. Arkadaşlarla daldığımız dut ağacı, Çağla ve vişne ağacı kurumuş Boynunu bükerek bana doğru bakıyor, Terkedilmiş yıkılmaya yüz tutmuş ev Yüzünü dökmüş sanki beni görünce ağlıyor... Ayşa ana, eşi yıllarca önce ölmüş çocuksuz bir ev hanımıydı, o yüzden bizlerin üzerine kendi çocukları gibi titrerdi... Her tür müziği severdi, Biz çocuklar Ayşa ananın bahçesinde oynarken O “ if you go a vay” dinlerdi... Zaten bana da yabancı müziği o sevdirdi... Ne anılara ne yaramazlıklarımıza şahit olmuştu bu bahçeli ev Ah o bahçe, güzelim bahçe Neler anlatırdın olsaydı dilin Aklıma geldi birden Evcilik oynadığım komşu kızı Sevim Ben doktor olurdum o hasta Onu hep muayene ederdim. Benim en iyi hastamdı Erzincanlı Sevim Abisi yakalardı bizi kaçamazsam hep dayak yerdim... Arkadaşlarımla o bahçede Top atar dombik oynar, Ceviz, misket dizer baş altı yapardık Futbol oynar terimizi atar, Yorulunca kendimizi toprağa kapardık. Yağmur yağar altında delice ıslanırdık. Ah be yıllar döndür zamanı geriye Nerede o güleryüzlü Ayşa teyze, Nerede Çilli Ali, Kürt Kazım Ördek Hasan Hani nerede o çocukluk arkadaşlarım... Ah hayat savurdun hepimizi bir tarafa Bak o kapının arkasına sıkışıp kaldı Göz yaşlarımla anılarım... Kazım DOĞAN 01.10.2011 |