vapur
Nereye gittiğimizi bilmiyordum,
Vapur rüzgarı yarıp geçerken, rüzgarda saçlarını savuruyordu, Boğazında dalgalanan beyaz tül aklımdan çıkmıyor, O kadar güzeldin ki, nereye gittiğimizi bilmiyordum, Ben siyah takım elbisemin içinde, Ellerim ceplerimde, başım öne eğik ayak uçlarıma bakıyordum, O gün martılar yoktu, Çünkü biz her zaman oturduğumuz banka oturmamıştık, Sen iki elinle sol koluma sarılmamıştında, Ve her zaman yarısını martılarla paylaştığın simidin de yoktu elinde, O kadar güzeldin ki, nereye gittiğimizi bilmiyordum, O günkü buluşmamızın da sıradan bir görüşme olacağını düşünüyordum, Her zaman ki gibi yine kahve içeceğini düşünmüştüm, Kordon’da fincana koyulmuş orta şekerlinin kokusunu, Ta! Karşıyaka’dan alırdın, Çok severdin kahveyi, Hatta bazen kahve mi? Ben mi? diye sorduğumda, Fincanından önce bana içirir, sonrada beni öperdin, Yani Kahve ve Ben, Seni tamamlıyorduk. O gün o kadar güzeldin ki, nereye gittiğimizi bilmiyordum, O gün dönüşte, O Vapurda ilk kez ayrı ayrı oturmuştuk, Ve O Gün; O Vapurdan ilk kez ayrı ayrı inmiştik, Ve sen ayrı bir istikamete giderken ben bir sigara yakıp seni izlemiştim, Ama sen yine de çok güzeldin. |