şafak bulutlarıtam bu mevsimlerde düşer sizin ordaki buzullara ala yitiğim var oralarda sevdalım kaldır ucundan altı aylık gecelerin usulca yamağı ol tek günlüğüne deli çelebi’nin yosun gözlerini tutarak ara... ipe gelmeyen deliksiz boncuklar gibi düşürdüklerim sancılı ayaz gecelerimize nota misali buza çarparken sesi senden başkasını duymayan sağır kulağıma biriktirmişim kuşlar çığlığa durmadan seherlerde sana türküler söylerim... o kalın kitapların bana inandırdıkları hep yalan çıktı sana dair ne varsa,ne varsa sana dair suya yazdıklarım bile tuttu sevmişim seni belli göztaşı gelirken frenk diyarları asya’dan çekerim en derin nefeslerimi... cenup sürgünlerindeyim karalığım ondan tek çeşm-i damlana aziz olmuşum b’i kere bin beter etseler de nesimi’lerden vazgeçermiyim uğruna yükseldiğim sıfatlarımdan... kaynar sular dökme eşiklerine yanmasın perilerimiz gidişlerimde gelme sair sevdaların fitine hani el basmıştık ya timur han’nın türbesine kadim kalalım diye nolur, göz izimden başka çizgilere destur de... inanma şafak bulutlarına gün değince çözülür kasım |