Oradaydık VXI
Oradaydık bir kez daha,
Ahir zamanların en ahiriydik, Sırtımızda düş testileri, Kana kana kanarken geçmişleri, Su testileri su yolunda kırılganlaşırken. Geçmişin avutanını arıyorduk yine, "Ey avutucular , hangi kuyuda çoğaldınız" diyorduk, Her tarafa kirli teselliler savuruyorduk, Kokularından tanısınlar diye. Oradaydık, Sürgünden yeni dönen masum günahlar, Ve kemiklerine eylül bulaşmış takvimler, Rüyalarımızın fay hattı tam kırılmak üzereyken. Ağıtlar tespih taneleri gibi dağılıyor feryatlarımızda, Oysa deniz kadar akrabaydık ilk cinayetle, Yontulmadan önce derilerimiz toprağın rengiyken, Oradaydık hepimiz duvarını bekleyen özgürlük gibi. Oradaydık, Çukurlarımızın üstünü anlamın anlamıyla örtebilmek için, Kıtlıkta kalan cümlelere bir tutam hayal mahsulü verebilmek için. Birimiz gözetlenme kulesinde sırtında, “iyi insandır”damgalı insanları bekliyor, Diğerimiz de kumdan kalenin surunda, Kaynar sözcükleri cahil şiirlerin üstüne dökmeyi bekliyordu, Ötekimiz ve ötekilerimiz, ufuk çizgisine ispiyonluyordu, gün ağarırken olup biten her ölümü. Oradaydık ve rüyalarımızın eriydik. Oradaydık, ne olur ne olmaz diye, Yolumuz ırak diye, Yanımıza birkaç eski gün almıştık, Eski günlerimizin hatırına. Ve hakikaten ücra bir harmandaydık , Gün de olmuştu harman da. Oradaydık yine ve yine bir dolu yinelerle, Hatim iniyorduk, kahinlerin kitaplara işledikleri önsözleri, Her bir öğüt bir buyruktu, inanç tarlalarından hasat edilen, Kirlenmiş buyrukları geri dönüşüm kuyularında işlerken, Bir yandan da şahitlik yapıyorduk, yeni evlenecek ezgilere, Doğumları lekesiz olsun diye, cahil bunakların aksine. Oradaydık, Yine ve bir kez daha ve tüm daha-larla, Düş sürüleri halinde, Göçmen hayaller gibi, Yine uyanırken kendimize ve tüm kendilerimize, Bahçelerimizdeki olmamış şehveti tam ısırdığımızda. OKtay Coşar |
şiire göre daha çocuktuk çünkü,
oradaydık serisi çok güzel