Gönül Yalnızlığına Küsmek
Soğuk bir kış günündesin
Ellerin üşümüş Lapa lapa yalnızlık yağıyor düşüncelerine Renk alabildiğine beyaz İç çekiyorsun derin kuytulardan Heyhat! Diyorsun Heyhat, ne kadar uzakta kalmış yaz Kocaman bir şömine yanan bir yürek arıyor yüreğin Ellerin titrek, ellerin ürkek yalnızlığından Üşüyorsun, üşüyorsun Çaresizliğin diz boyu Donmuş nehirler gözyaşların içinde Engeller kuruluyor geçitlere Takılıyorsun Düşüyorsun Sonra En umutsuz anında belki Işıklarına sardığı bir yürek getiriyor sana ellerinden tutarak Gelmez sanılan bir gün Erir karlar yürek sıcaklığında Berrak nehirler akar Yeşile bürünür dilekler, istekler, beklentiler Dudaklar kurur Renkler dans eder gül beyazında Çiçekler yayılır gözlere Eller ısınır kışın gelen gönül yazında Hülyalarla karışır rüyalar Bir köprü başında eller buluşur alev alev Bakışlar bakışlara takılı kalır Hasret çekilir bir köşeye Sıkılır, utanır Vuslat türküleri sazı alır eline Sevdayı çalar, aşkı çalar, umudu çalar Zamana yükselirken beddualar Geceler hükmüne devam ederken hasretin Gerçekte yaşanan hülyaları yaşar rüyalar Umut yarına gebe Aşk güçlü Ayrılıksa bebe Gönül, yalnızlığına küskündür artık |
Sevdayı çalar, aşkı çalar, umudu çalar" demişken aşk bu kadar güçlüyken
"Umut yarına gebe
Aşk güçlü
Ayrılıksa bebe" niye ayrılık geliyor yine. Gönül niye yalnız.
Yazan yüreğiniz susmasın saygılarımla.