düşük şiirlerinme diyorsun enginlere yüreğine leke değer yıkayamazsın duru akmıyor artık çaylar ne kadar suya da tutsan çıkaramazsın... yuvadan düşmüş kızıl kumru akmış yetimin burnu ilaç vermemişler sarası tutan delikanlıya bastığım dal ince geliyor bana yücelerde durulur mu... tüpü bitmiş satı bibi’nin sarı patatesi sert kalmış boncuk gözlü yarenleri ağlarlarmış neyleyim ki bende varmış suyunuı çektirmezmiyim kesenin dibinin... zaten adım çulsuz çıkmış giremem daha şal’lara nasıl geldik öyle gideriz giyiniklere inanma... bir de şu var hani sevgili cumhur olmadan kaftan giyilir mi turablarındayım esintilerimin ser çeşme seçilecek eğilmesem kuytulara düşük şiir’leri kim süpürecek... kasım |