Fotoğraf, TRT1’ ekranından üzerinde yazıldığı târihte çekilmiştir(16.10.2009). Fotoğraf üzerinde sâdece, kenarlarından kesilerek şiir sayfasına uyacak şekle getirilmiştir. Diğer pozları saklıdır.
Türk kimliğini temsil etmeye çalışan boksör; Yüce Türk Bayrağını şort olarak giyme gafletine düşmüş ve bu durum, millî kuruluşumuzun gözünden kaçmış olduğuna inanmak istiyorum.
Dili aldık alaya! Alüminyum; kalay’a! Çimdiklemek kolay’a! Fon: Türkçe Çavuşları!.
Sahipsiz Türkçe’nin batması haktır; Sen, Türkçe yazarsan batmayacaktır(kurallarına göre)!.
Şiirler arasında gezinirken, kendimi; makaslanmış "Dil" defilesinde hissettim!.
Kadir Yeter. TRABZON.
Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Muhterem Şair elbette dil önemli;bir milletin varlık sebeplerinden ve mevcudiyetinin devam ettiğini isbat eden unsurlardan birisi dil!Ne yazık ki, bu gün dilimiz örselendikçe örseleniyor,sahip çıkarlardan Allah razı olsun.Doğru söze ne denir?! Selam ve hürmetlerimle...
Güzel dilimizi yozlaştıranlara, katledenlere ve bunlara göz yumanlara lanet olsun! Var mı bunun ötesi? Dilimizi özgün kuram ve yazım kurallarına uygun biçimde kullanmalıyız. Ahkam keserek mangalda kül bırakmayanları da ayrıca incelemek gerek! Anlamlı paylaşımınız ve konuyu kisa, özlü ve vurgulu biçimde irdelemeniz dilimize büyük hizmettir. Yürekten tebrik, teşekkür ve selam ederim, dostum. Saygıyla...
Eğitimci tarafından 9/11/2011 7:51:41 PM zamanında düzenlenmiştir.
Bedduanız ağır ammâ, pekçoğu bunu bilmeden düşmana âlet oluyor... Açık düşman; bırakın, düşmanlığını yapsın!... bizim işimiz, dostları, eksik ve yanlışlarını ayıklamalarını sağlamak...
Güzel düşünceli ve özlü şiirlerde yazışmak; hepimizin ortak dileği...
Bedduanız ağır ammâ, pekçoğu bunu bilmeden düşmana âlet oluyor... Açık düşman; bırakın, düşmanlığını yapsın!... bizim işimiz, dostları, eksik ve yanlışlarını ayıklamalarını sağlamak...
Güzel düşünceli ve özlü şiirlerde yazışmak; hepimizin ortak dileği...
Dili aldık alaya! Alüminyum; kalay’a! Çimdiklemek kolay’a! Fon: Türkçe Çavuşları!. ************************* Size çok katılıyorum efendim...
''İnsanlar duygu ve düşüncelerini aktarabilmek ve okuduğunu karşısındakine anlatabilmek için işaret sistemlerinden oluşan harfleri ve bu harfleri düzenleyen kurallar bütününü bilmeleri gereklidir.
Noktalama işaretlerinin tarihi, dilbilgini Aristophanes ile başlar. Bununla birlikte düzenli olarak kullanımı, XVI. yüzyılda matbaanın bulunuşu ile gerçekleşmiştir.
Bizim edebiyatımızda, noktalama işaretleri, ancak Avrupa'yı tanıdıktan sonra, XIX. yüzyıldan itibaren görülmeye başlamıştır. İlk olarak Şinasi, Şair Evlenmesi (1859) adlı tiyatro oyununda bazı işaretlerden bahsediyor. Şemsettin Sami de, Kamus-ı Türkî adlı sözlüğünde iki noktaya (:), noktateyn; virgüle (,), fasıla demektedir.
Önceleri düzyazı metinlerinde kullanılan noktalama imlerinin, şiirde kullanılmadığını görüyoruz. Başlangıçta, hem şiir hem düzyazı yazan edebiyatçılarımız, noktalama imlerini, düzyazı metinlerinde kullanmışlar, bununla beraber şiir halinde yazdıkları metinlerde noktalama imlerini kullanmamışlardır. Sonraları şiirlerde de başarı ile noktalama imlerinin kullanıldığı görülmektedir.Servet-i Fünûn döneminde, Tevfik Fikret'in şiirlerinde, noktalama imlerinin özenle kullanıldığını görmekteyiz.
Cumhuriyet döneminde, noktalama imleri daha çok önemsenmiş sayıları ve türleri arttırılmıştır.
Noktalama İmleri (İşaretleri)
Nokta
İki Nokta
Üç Nokta
Virgül
Noktalı virgül
Soru İşareti ,,
Bütün bu gerçekleri kulak arkası , ya da inkâr edebilir miyiz? Elbette hayır!... Efendim, saygılarımla...
Önemli olan belirtiğiniz konuyla ilgili gerçeği duyurabilmek ve aynı fikirde olduğumuzu vurgulamaktır efendim.. . Renk değişimi için değildi yazdıklarım; fikrinize, yüzde yüz katıldığım bilinsin istedim, hepsi bu... Üzülmeyiniz lütfen!.. Saygıyla!...
Bir tâne daha pembem olsa idi, çokdeğerli bu yorumunuzu boyatırdım... Öyle değerli bilgiler aktardınız ki; kıymetini değerlendiremedim... bağışlayın.
Her vakit dediğimi burada tekrarlamak borcumdur: Öyle yorumlar var ki; değeri, kayıtlı eserin değerinden çok daha kıymetli. Sizin bu yorumunuz da bunlardan biri.
Önemli olan belirtiğiniz konuyla ilgili gerçeği duyurabilmek ve aynı fikirde olduğumuzu vurgulamaktır efendim.. . Renk değişimi için değildi yazdıklarım; fikrinize, yüzde yüz katıldığım bilinsin istedim, hepsi bu... Üzülmeyiniz lütfen!.. Saygıyla!...
Bir tâne daha pembem olsa idi, çokdeğerli bu yorumunuzu boyatırdım... Öyle değerli bilgiler aktardınız ki; kıymetini değerlendiremedim... bağışlayın.
Her vakit dediğimi burada tekrarlamak borcumdur: Öyle yorumlar var ki; değeri, kayıtlı eserin değerinden çok daha kıymetli. Sizin bu yorumunuz da bunlardan biri.
Fransa'da bir dil enstitüsü var. Yabancı bir mal, ülke sınırlarından girmeden gümrükte bekletiliyor. Ta ki bu dil enstitüsü bu mala Fransızca bir isim bulana kadar. O mal Fransızca bir isim aldıktan sonra ülkeden içeri girebiliyor. Ya bizdeki durum; Her şeyde olduğu gibi dilde de istila altıdayız. Sokakta yürürken başımızı kaldırsak tabelalar her şeyi gözler önüne sermeye yetiyor. Berberler kuaför oldu, Bakkallar market, Bedestenler butik. Kasaplar şarküteri...
Bizdeki dil kurumu bırakın Fransanın yaptığını , Zamanında öz TÜRKÇE adına dili sosuzlaştırmak için ne gerekiyorsa yaptı. Agop Dilaçarlar dilimizi tadını alıp tatsızlaştırdı.
Rahmetli Mehmet Kaplan'ın ağzından bir dil tarifi yaparsak; ''Dil insanlar arasında anlaşmayı sağlayan tabii bir vasıta,kendine mahsus kanunları olan ve bu kanunlar çerçevesinde gelişen canlı bir varlık,temeli bilinmeyen zamanlarda atılmış gizli bir antlaşmalar sistemi ve seslerden oluşan sosyal bir müessesedir.''der. Şimdi bu çerçeve içersinde dili yansıttığı anlamlara göre bir yerlere oturtursak,daha iyi anlarız . Türkçe bizim dil bayrağımızdır. Millet olmanın TÜRK olmanın yegane ve tek şartı...
Yine nokta atış yapmışsınız Hocam, Tebrik eder, saygı ve muhabbetlerimi gönderiyorum.
Selam kardeşim kadir fikrinizi çok beyendim . Bu konuda bir az geniş yazmak lazımdır. Dilin korunması ziyalıların, yazarların esasda şairlerin boynunun borcudur. Malesef şairlerin çokunun şiirleri dilimizi ve illahda şiirimizi pozur. Artık şiirimizde poetik ve felsefi fikirlerin kıtlığı yaşanmakdadır. Sağlıkla kal.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.