SEVABIM GÜNAHIMSIN
Baharından ayırıp benliğimi hazana.
Sürseler de ah etmem, sevabım günahımsın... Alıp umutlarımı aşk-ı memnu yoluna. Serseler de ah etmem sevabım günahımsın... Zerresine talibim, tez gelecekse şeri. Hükmüne amadeyim al götür öte ,beri. Kollarından ayırıp yollarıma mahşeri. Kursalar da ah etmem sevabım günahımsın... Hudutlar aciz kalır şu mübtezel aşkıma. Kapatılır perdeler ab-ı revan kuşkuma. İki damla yaşınla, okyanusta bir kuma. Karsalar da ah etmem sevabım günahımsın... Çaresizler çaresi her hücremde bir veba. Kan revan umutlarım çekilirse hesaba. Namazım kılmak için, seher vakti mihraba. Dursalar da ah etmem sevabım günahımsın... mecnun kalbim kum olup düşşe kızıl çöllere. Ruhum ebed yolundan ayrılsa da göllere. Dikenli, usturalı ,baldıranlı tellere. Sarsalar da ah etmem sevabım günahımsın... Enginlerden yüceler düşmez aha, eyvahâ. Son kimliğimden sonra tufan sorulur Nuh’a. ’’Ellerimden mıhlayıp İsa gibi çarmıha’’ Gerseler de ah etmem sevabım günahımsın... Şimdi her neredeysen sukut et, dön geri! Şu ışıksız ruhumun elbette sensin feri. Ölüm fermanı denen kara kaplı defteri. Dürseler de ah etmem sevabım günahımsın... Sana hasret cihan da yitirmişken tüm neşemi. Kalmasın ellerimin, gözlerimin önemi. Cümle alem toplanıp hakkımdaki kalemi. Kırsalar da ah etmem sevabım günahımsın... GÖKHAN BODUR 09.10.2010 00.45 |
saygılarımla.