pencere kenarında bir sardunya gibi üşüyorum ve gri bir camın ardında anadili eylül kokan çocuk/lar sesini anımsıyorum birden bir buluttan diğerine atlayan küçük bir kız olup şarkı söylüyorsun, ayaklarında buz patenleri yüzümdeki çizgilerde dinleniyorsun acıtmak ister gibi izlerimi
bilmiyorsun bir başladımı susmaz burada yağmurlar geçmişten gelen sarı zarflı bir mektup gibi eğilip öpüşün geliyor aklıma ellerimi asılıyor kalbime esmer bir rüzgar
sonra bir yelkenliyle açılıyorum gece sesimde, ayrılıklardan siyah bir peçe, yorgun ve yaşlı sana söyleyemediklerimi yabancı bir lehçe gibi saklıyorum suskun dudaklarım uçukluyor bu yüzden
Mekan yine aynı gölün kıyısı ve o şatoya dalıyor gözlerim duvarlarında yaptığı yaramazlıklara kahkahalar atan küçük bir cadı bahçesinde bez bebeğini anne şefkatiyle dizlerinde sallayan bir melek unutuyoruz bakarken birbirimize her ayışığı arkamızdan ıslık çalan korkuları ölüm gibi, aşk gibi ve ah anlatamamak sana çünkü biliyorum iyi bir dinleyici olmadığını ben çayımı karıştırırken tahta bir iskemlede sen denizinde safir sularla oynayan küçük bir bebek
hani diyorum silsen yüzündeki o inatçı kızamık boyalarını ve bölüşsen cadılar bayramında topladığın şeker ve çikolataları giyinsen beyaz bir gelinciği buluşsak adını hiç duymadığımız bir kasabada devirsen kolundaki sepeti paylaşmak sürülse avuçlarına anadili eylül kokan çocuğun...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Anadili Eylül Kokan Çocuklar şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Anadili Eylül Kokan Çocuklar şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
çözülür belki hüznün kilitli dili.... ***** Can dostum, güzel yürekli arkadaşım; Bak yaşıyorum ve ilk olarak sayfandayım. Bu nefis şiirinle ağlatmış olsan da,kaçtığımız gerçekleri öyle bir üslupla satır aralarına yerleştirmişsin ki aynayı adeta yapıştırmışsın gönlümüze.. Haydi kaç bakalım bu görüntüden kaçabilirsen. Çözüldü hüznün dili ve bu Gönül gönlünün yelkenlisi ile açıldı hayal enginlerine.. Yüreğin vâr olsun, sevgim ve saygımla derlediğim şakayıklar engin yüreğinde. Tam puanımla listemde.
hey güzel şiir masal masal döküldüğün yerden yeniden toplamak seni
hıı kızamık demiş ya şiir ben iki kez kızamık çıkartmıştım ikincisinde ölüm tehlikesi var demişlerdi hatta üçüncüsünüde çıkartma ihtimalim var bulaşmaz değil mi?
hani diyorum silsen yüzündeki o inatçı kızamık boyalarını ve bölüşsen cadılar bayramında topladığın şeker ve çikolataları giyinsen beyaz bir gelinciği buluşsak adını hiç duymadığımız bir kasabada devirsen kolundaki sepeti paylaşmak sürülse avuçlarına anadili eylül kokan çocuğun...
çözülür belki hüznün kilitli dili....
Çok çok içli anlamlı dizeler ,diliyorum hiç ayrım olmadan tüm çocuklarımızın dili bahar çoşkulu olsun ,candan tebrik ediyorum duyarlı duygulu yüreğinize içli güzel nefesinize sağlık değerli dost .başarılarınız bitimsiz olsun selam saygılarımla.
pencere kenarında bir sardunya gibi üşüyorum ve gri bir camın ardında anadili eylül kokan çocuk/lar sesini anımsıyorum birden bir buluttan diğerine atlayan küçük bir kız olup şarkı söylüyorsun, ayaklarında buz patenleri yüzümdeki çizgilerde dinleniyorsun acıtmak ister gibi izlerimi
bilmiyorsun bir başladımı susmaz burada yağmurlar geçmişten gelen sarı zarflı bir mektup gibi eğilip öpüşün geliyor aklıma ellerimi asılıyor kalbime esmer bir rüzgar
sonra bir yelkenliyle açılıyorum gece sesimde, ayrılıklardan siyah bir peçe, yorgun ve yaşlı sana söyleyemediklerimi yabancı bir lehçe gibi saklıyorum suskun dudaklarım uçukluyor bu yüzden
Mekan yine aynı gölün kıyısı ve o şatoya dalıyor gözlerim duvarlarında yaptığı yaramazlıklara kahkahalar atan küçük bir cadı bahçesinde bez bebeğini anne şefkatiyle dizlerinde sallayan bir melek unutuyoruz bakarken birbirimize her ayışığı arkamızdan ıslık çalan korkuları ölüm gibi, aşk gibi ve ah anlatamamak sana çünkü biliyorum iyi bir dinleyici olmadığını ben çayımı karıştırırken tahta bir iskemlede sen denizinde safir sularla oynayan küçük bir bebek
hani diyorum silsen yüzündeki o inatçı kızamık boyalarını ve bölüşsen cadılar bayramında topladığın şeker ve çikolataları giyinsen beyaz bir gelinciği buluşsak adını hiç duymadığımız bir kasabada devirsen kolundaki sepeti paylaşmak sürülse avuçlarına anadili eylül kokan çocuğun...
güzel bir anlatım ifadesi seslendirenin kendisine has ses tınılarıyla fakat kim bu anadili eylül kokan çocuklar ,çocuk, onda kimi görüyorsunuz yada siz çayınızı karıştırırken o tahta masada oturup safir sularla oynuyan bebek çözülür belki hüznün kilitli dili Aşk şiirlerinizin duygusallığının yanı sıra buda süper
hani diyorum silsen yüzündeki o inatçı kızamık boyalarını ve bölüşsen cadılar bayramında topladığın şeker ve çikolataları giyinsen beyaz bir gelinciği buluşsak adını hiç duymadığımız bir kasabada devirsen kolundaki sepeti paylaşmak sürülse avuçlarına anadili eylül kokan çocuğun...
çözülür belki hüznün kilitli dili....
Kutlarım efendim, çok güzel bir şiir Saygılarımla......