Solgun bir bakışta kalbe ziyanZamansız çıkıverir biryerlerden Bir kır kahvesindeki masanın öte yüzünde, Dudak kıvrımında ince bir tebessüm saklanan aşkın Ne olduğunu bile anlayamadan kavuran hüzün saatlerinde Eylül gibi Solgun bir bakışta kalbe ziyan Talan olur savunması gedikli kalelerin Burçlarına tünemiş alıcı kuşlar dağılır her bir yana Haber uçurmak için Çığlık çığlığa Kahır mektupları yazarsın öfkene mağlup kendine yolladığın kaçıncı mektupta Keskin bir kalemin ucunda mürekkep damlar kalpten de içeri Kendine isyan saatlerin başa bela Aşkın yol alırken içinden bir Tren garında Çöker zaman eski bir vagonun ağıdında Yine yitirirsin umudu giden gider Çullanır üstüne kendinden göç saatlerin yalnızlık biner omuzlarına Sığınamadığın kapılarına sevmenin Teslim bayrakları dikersin Nafile uykuların en güzeline uyanamadığına yanarsın boynunu koklayamadan aşkın Sarılamadan biter emanet saatler İki kişilik ayırtılamamış bir oda inler yalnızlığına Pencereler göz yaşları dökerken sağnak yağış başlar Son mevsiminde aşk uçar ellerinden Sımsıcak bir bedende yanamadığına ağlarsın Soluksuz bir aşk fırtınası esir almışken hisleri Duygular böylesine şaşırmışken yolları Sevmeler bataklığında ona boğulurken benliğin Şaşkına döner içindeki senliğin |
Sevmeler bataklığında ona boğulurken benliğin
Şaşkına döner içindeki senliğin
Oldukça anlamlı nefis bir şiir okudum tebriklerimle