VEDA1) Beklemek nedir bilir misin anne? kalakalmak... pusulasız bir gemi gibi sağa sola bakınmadan olduğun yere demir atmak haykırışları sessizliğe gömmek hüznün şarkısını dinleyerek umudun yeşermesini beklemek... 2) Duyuyorum anne... kefenlenmiş bebeklerin duyulmayan çığlıklarını anaların göklere doğru yükselen beddualarını… Babaların içlerine akıta akıta büyüttüğü nefret denizini umutsuzluktan umut doğuran bir milleti görüyorum… Mutluluğu Filistinli çocuğun tebessümünde arıyorum ve duramıyorum buralarda… Uykusuz gecelerde Çeçenistan’a Afrika’ya Doğu Türkistan’a… dua yolluyorum… 3) Cennet nerede diye soruyorlar anne? Diyorum ki: Cennet, içlerine tiner sinmiş tinercilerin paltolarında... Cennet, hayatı boyunca evine ekmek götürmek için iki üç kuruş uğruna sömürülen adamın nasırlaşmış ellerinin içinde... Cennet, hayatı boyunca tütün toplayan ve mutluluğu oğullarının, torunlarının tebessümlerinde arayan kadının zalim devlete bağlı zincirlerinde... Cennet orada, uzaklarda değil cennet hemen yanıbaşımızda... açların ağız kokularında, engellilerin protez bacaklarında, kaybedecek birşeyleri kalmayanlarda, zincirlerini kıramayanlarda... Cennetı arzuluyorum ve onların yüreğine giden yolu bulup cenneti oradan çıkarmak istiyorum anne! 4) Bir ağıt yaktım, dinle anne! Filistinli çocuklara armağan ettim... Uzat ellerini ey Vera Rabbimize koşalım ! zaten acılarla yoğurulmamış mıydı düşler kalmamış mıydı fosforlu bombaların altında dün ektiğimiz fidanlar... Bir gün yeşerecek diye umutlar sular gibi yaptık çiçekleri Oysa ne su vardı etrafta ne de çiçekler toprağa karışan şehid kanıydı ey Vera ! Anaların gözyaşlarıyla inledi denizler babaların feryatlarıyla utandı gökyüzü şimşek çakmaya bulutlar kayboldu güneş ısıtmaz oldu buraları... Acımdan bal damıttım ey Vera ! Uykusuz gecelerde yıldızlar yerine misket bombalarını seyrederken... Küf tutmuş ekmeği yalnızlığımla paylaşırken... An ve an ölümle dertleşirken... Kefenlenmiş bebeklerin kabirleri üstüne kafamı dayayıp hayallere dalarken... Sen gel ve de uzat ellerini ey Vera Rabbimize koşalım ! 5) Son sözlerim bunlar anne... Doğu Makedonya’da tütün toplayan annelere çocuklarını okutmak için hayatlarını adayan babalara vefalı Balkan insanlarına umut olmak için gidiyorum... Artık saçlarımı sağa doğru değil Doğuya doğru tarıyorum... buna ’bidat’ diyorlar biliyorum... 6) Hadi anne... Emanetsin Allah’a emanetsin dağlara emanetsin göklere emanetsin yarınlara... Şimdi gidiyorum anne! Çölleşmiş yüreklere fidan ekmeye... 24.08.11 22:22 Üsküp dertli ozan mehmed arif (dertli ozan) |