İsmail topuyla toprağa deşerken seni buldu Hacer dudaklarıma değdin.Vakit sensizlik, Günlerden yine özlem........ Sessizlikte bir sancı çörekleniyor yüreğe kanın inceliğinde akıp gidiyor, alyuvarlarına yaslanıp göç ediyorum maviliğinin gölgesinde pastel renkli gökkuşağı senden bir ben var, bende bir sen var ipek kozasında vuslat sağnağında vaftizliyorum özlem yanıkları(m)nı kelamdaki arınan her harfte seni soluyorum. Gecenin uykulu halinde uyandırıyorum senli cümleleri menzil sen Somali’deki açlığa bürünmüş yokluğun rahmetlerini pamuk şeker bulutların eteklerine asıyorum gök kubbe sen dolu,ben dolu. içime nefesin(m)i çektikçe hicran ilhak oluyor Azrail yanı başına geliyor. kollarında öüyor velhasıl. Vuslat bir bayram arifesinde . Florya’ya uzanan maviliğin, kıyısı olan ben zenci kölelerin ayak dibine kadar sen olmuşum. yokluğunun yoksulluğunu hangi söz tekabûl eder ki cancağızım? hangi özlem yanıkları(n)mı merhem olur tabip? gecenin karanlığında gümüş pulları yuvarlıyorum, hicranın deliğine. bir düş geliyor peşi sıra sensizlik rüzgara aşık ederken zamanı her sokağı sen kokan şehr-i İstanbul. cennet kokulu cancağızım. İsm-i nazımın geçti iki sır dünyasınında bir huzur kapladı her göz yaşı(m)nda binlerce ağıt yaktım sana . sesinle tel tel yüreğime dokunan can suyum. ellerimde büyüyorum küçük bir kız çocuğu. harfler kaleme geldiğinde ilk ’sen’ diyor cancağızım. biraz sendi saat biraz da ben mülteci takvimlerin sarı yekparesinde. devrilmeli öylece yapraklar bir sayfa belledim kendime sen oldum şehr-i İstanbul sorgusuz sualsiz Meryem’in bedeninde. seni özledikçe buram buram rahşan da bir at gibi sözcükler. s(b)eni anlatıyorum sonra dudaklarım çatlıyor, elim terliyor. susadıkça zemzemini içiyorum can özüm sen, bende her şeysin şehr-i İstanbul. Özlenen sen olunca dar-ı acun bana ağaç gölgesi. İsmail topuyla toprağa deşerken seni buldu. Hacer dudaklarıma değdin. gordion 19/08/2011 |
duysa bile gelir mi yanımıza
''seni uzaktan sevmek aşkların en güzeli''
gelmesin en iyisi
gün olur bu da geçer
kaleminiz daim olsun