Yusuf'u kaybettim Kenan ilindegök olabildiğin kadar maviydi,bugün cancağızım........ yırttım kısır sözcükleri lehçeden zaman yine sensizlikle baş göz olmakta karaya hüküm giyen gece de düştüm. düştün bir yağmur damlası gibi yaralarıma yâr olan cancağızım yaren oldum sana, ben şehr-i İstanbul................ kelimeler solgun,içi küflü. akrep ve yelkovan takılı kaldı on iki’de gümüş pullar rehin düşüyor sol yanıma Haydarpaşa’da vaktinde gidiyor mavi tren vagonlar hep boş, yolcular hep biletsiz gözlerin(m)de bir yokluk her şey adına son defa sözcükler tehirli satırlara yokluğunun yoksulluğuyla iniyor harfler küçük adımlarım maviliğine ablukaya alacak olsa da babamın yaptığı tahtadan gemiyle Nuh’a özeniyorum. ben,sana kağıttan pervaneler yaptım özlemin sıra dağlarını aşıp sana ulaşan sonra Kız kulesinin göz bebeklerinin içine deniz kabukları doldurdum. hicran yaralarını tuzlu suyumla pakladım,astım şemsliğine. caddelerde sesini aradım, yarım kalan düşler arifesinde. özleme nasır olmuş bir çift yürek yaslayıp başımı Boğaz’a kana kana içmek varken zemzem’ini tuzlu sularım,sularınla kaynaşıyor. bu şehrin kulağını fısıldayacağım mukaddesliğini eşlik edecek bana gece eşlik edecek bana gümüş pulların valsi ılık bir meltem sus işareti yapacak maviliğinden ’sus’duyan olacak diyecek Süleymanî dilim sus-ma-ya-cak. lambalar elleriyle karanlığın koyununda dudaklarımı kapatmaya çalışmaya uğraşıyorlar. bense avaz avaz bağırıyorum seni sevdiğimi şehr-i İstanbul sağım solum sen’ken üstüm başım hicran bir şiir çıkageliyor lâl kalemden mahşer-i kalabalık harfler. bezm-i elest satırlarda tekrar ruh buluyor İşte tam burada giyindim seni üzerime yeditepe. gözlerim(n) misket misket yine. gök vuslat acıya yarenlik eden bir çift yürekte can Yusuf’un kuyularında bir mezar, susma orucuna niyetlenmişken zaman harf harf senli cümleler akıyor yine Züleyha’nın kalemine gordion 17/08/2011 |
harikaaaaaa şiir adına, saygımla kardeşim