iki avuç topraktan hiçliğimi çıkarıp seni giyinme vakti iki gözüm.İçimdeki senli cümleleri satır aralarına sıkıştırdım tehirli benden kalanlar sana. söylesene iki gözüm! maviliğinde saklı yaralarımın piri. hangi hüzzam şarkılarında kaldı(m)n.? unutulan notalar sessizliğinde kaçıncı makamında recm oldu kalem ? ve yarım kalmış mürekkeble. yarı aksak lehçelerdeki kelimeler sana yeltendikçe harflerin katline soyunuyor zaman en siyahında bir gece, suskunluğun en çoğul yanın(m)da tekil yalnızlığıma baş kaldırışında beden hangi saat kendi ayaklarını çelme takmaya yeltenmez ki cancağızım? Yokluğun yoksulluğunda bu kaçıncı sabah devraldığım? Bu kaçıncı gün yoklama defterine imzaladığım yâr? yarı uyanık uykulara denk geldi sessiz çığlıklarım Sensizlik nasıl bir boşluktur ki İsm-i nazımımın tek bir harfinin o boşlukları dolduramayışı. Zaman teşuva orucunu bozmaya niyetleniyor. bir günah düşüyor Azrail’in rahmine boylu boyunca yatırılmakta musallaya. toprağım yüreğine düşüyor usulca. iç ceplerimde saklı duran hacıyatmazları avuç içine bırakıyorum geçmiş sorguya çekiliyor, akrep ve yelkovan polisiye romanlarında. Satırlara sığmıyor özlem Haliç taşır mı sensizliğin sesli harflerini? akıbeti belli olmayan bir cuma sabahına vuslata dahil edilen gönülde hicran yaraları hüzün gözyaşlarını akıtmadı bizde ’bir’ aşktır cancağızım ki biz bu sevdayı özlemde doğurduk Çorak bir Ağustos gecesinde teğet geçilse de özlem yanıkları şimdi tam sen olma vakti cancağızım iki avuç topraktan hiçliğimi çıkarıp seni giyinme vakti iki gözüm. Ve sen hicrana aldanıp sus(ma)! gece ayazına kanıp Yusuf’un kuyularında üşütme b(s)eni ben sende var’ım cancağızım gordion 14/08/2011 teşuva : ibranice geriye dönme |
saygılar...