Düşüm Geldi İnecek VarŞiirin kısa biyografisi / İlk kadeh sevdalı kıyamet provaları / ilk resim Tahta bir masa... gamsız deniz kışkırtılıyor yetim adalar hıçkırıklarının peşinde topraktan çıkan ilk gramer, diline kan sürüyor / sevmeler gibi ruh ağacının çılgınca üreyişini durduramıyor kimse ağırlığınca ruh / göğe kopuyor evliyalar delirmiş / soluklarında kopya mucizeler mumyalanmış kuşlar aşkı ve ölümü anlatıyorlar taklit tanrıları ferman peşinde boyalar, hep boyalar / bedenlerin içi sahte boyalar aşk heyeti toplanıyor / karar : sevilecek tüm kimyasal salgılar sevilecek tüm orgazmlar sevilecek tomar tomar nefesler sevilecek ezberletilmiş inançlar diğer resim / şimdinin fırçalarıyla / sonraki kadeh her yerde düş tutulması rivayetler krallığı imgeler destanında yüzyıllar sürükleniyor nehirlerimizden tüm sevişmeler klonlanıyor kemik yaşımız yalan olmuş yataklar şehri yataklık peşinde öyküler işportaya düşmüş / vajina tüccarlarının elinde bir elin nesi var iki elin ihaneti var tekerlemeleri üfürülüyor kahkahalarla yağmalanıyor dokunmalar realizm / çoğalan yudumlar düşüm geldi inecek var işte o sevgili beklenir / onun da onun da torunu sakladığı tüm rüyalarla beklenir / içim geçmeden bu müzik bitmeden / kötüler seni çalmadan çabuk gel / üşüşüyorum yine beynime iblisler seni kandırmadan gel daha fazla yazamam / yorgun bu mürekkepler gel sen / içine bir resim daha çizeceğim bu sefer karamsar böceklerini salmayacağım göğsüne dere kenarı uyuyacak / papatyalardan bir beyaz daha koparacaksın dans edeceğiz seninle ezgili çarşaflarımızda her sokağa bir isim vereceğim gülücüklerinden gel sen gel / bak soruyor garson : "bir sevgi daha alır mısınız? / hayır" ne çok düştüm içine bir bilsen gel hadi / çekiliyor denizim dibime tamam anlatmayacağım sivri dişli canavarları sana görün artık / birlikte ödeyelim bu masalın hesabını gir o kapıdan / soğuktan burnun kıpkırmızı / aranarak beni severek / beni yoklayarak / tertemiz belir / yazacak bir sayfam daha yok / çaresiz çabuk / masamda kocaman bir tümör / fırsat kolluyor yalnızlığımı sarmalamak için resim ve çerçeve / gürültülü hüzünlere rağmen iyi an tozları etrafımda / bu sefer vazgeçtiler öldürmekten / - Hoş geldin - Geç kaldım / bu kağıtlar ? - Otursana... Oktay Coşar |
Onlar da, bir ana kapıdan girişle binlerce açılan kapılar, pencereler vardır, hayata dair!
Zerreyi emerek özünde, acı tatlı bala dönüştüren binlerce arı, binlerce öz...
Ve bakışlarındaki giz dolu derinlikle, kimseciklerin göremediğini görebilmenin dayanılmaz ayrıcalığıyla lime lime bir iris...
Bu dimağ, bu felsefi derinlik, bu öz, bu yürek ve bütün bunları harmanlayarak, okura muhteşem sunumlarla, farklı yergi diliyle edebî farkındalıklar kazandıran yerginin farklı kalemine saygı ve dostlukla...
RefikaDoğan/GülceEdebîAkı tarafından 3/5/2012 1:15:51 PM zamanında düzenlenmiştir.