HZ.YUSUF
Onbir erkekten sonra Yusuf dünyaya geldi
Hem akıllı bir çocuk hem yüzü çok güzeldi Baba Hazreti Yakup çok seviyordu onu Belki de biliyordu Peygamberlikti sonu Diğer on bir kardeşi onu kıskanırdı hep Yusuf’un hepsinden çok sevilmesiydi sebep Bir rüya gördü Yusuf uykusunda bir gece Öyle farklı idi ki adetâ bir bilmece On bir yıldız , güneş, ay önünde secde etti Sabah bu rüyasını Babasına iletti Babası anladı ki büyük insan olacak Bütün kalpler Yusuf’un sevgisiyle dolacak Dedi ki ’abilerin rüyanı duymasınlar’ ’Zaten kıskanıyorlar, şeytana uymasınlar’ Ama onlar duydular bilinmez nasıl oldu Hepsi de kardeşine kin ve nefretle doldu Bir gün güzel Yusuf’u yanlarına kattılar Kırlarda gezinirken bir kuyuya attılar Kanlı gömlek götürüp ’Yusuf öldü’ dediler ’Kurtlar onu kaptılar, parçalayıp yediler’ Lâkin ölmedi Yusuf ne yapsalar nâfile Birden farketti onu yol alan bir kâfile Onu kurtarmak için kuyuya ip saldılar Çıkardılar Yusuf’u yanlarına aldılar Bakmadılar ondaki asaletli duruşa Mısır’da köle diye sattılar üç kuruşa Onu Mısır âzîzi Potifar satın aldı O günden sonra Yusuf büyük sarayda kaldı Ve Yusuf büyüdükçe bir su gibi duruldu Züleyhâ ondaki bu güzelliğe vuruldu Züleyhâ Potifar’ın dünya güzeli eşi Yüzünün aydınlığı andırırdı güneşi Onun cilvelerine Yusuf asla kanmadı İhtiras ateşiyle hiç bir zaman yanmadı Çok bozuldu Züleyhâ sözüne yalan katıp Bir zindana koydurdu ona iftira atıp Orada iki zatın rüyasın tâbir etti Söylediği her sözü gayet açık ve netti Ve Yusuf ne demişse hepsi de aynen çıktı Onların taptıkları bütün putları yıktı Zindandakiler Yusuf sevgisiyle doldular Ve onun Allah’ına îman eder oldular Yusuf huşû içinde geçirirken gününü Potifar da duymuştu tâbirdeki ününü Bir rüya görmüş idi hemen bir haber saldı Yusuf’u o zindandan yine saraya aldı Yedi semiz inekle yeşil başaklar çokluk Yedi zayıf inekle kuru başaklar yokluk Yedi yıl tüm ambarlar buğdayla dolacaktı Ve sonraki yedi yıl çok kıtlık olacaktı Yusuf bu zor günlerde bakanlığa seçildi Kötü yokluk günleri sayesinde geçildi Yusuf affediciydi kırgınlığı kaldırdı Ve tüm ailesini sarayına aldırdı Onlar aynı kandandı yabancı değildiler Kardeşleri Yusuf’un önünde eğildiler İşte bu iyilerin kötüyü yıkışıydı Yusuf’un rüyasının gerçeğe çıkışıydı ZÜLEYHÂ’NIN YUSUF AŞKI Kötü günler geride kalmıştı Yusuf için Artık zindandan çıkmış ve bir Aziz olmuştu Züleyha’ysa aşkıyla yanmıştı için için Şâşaalı hayatı çile ile dolmuştu Çok güçlü bir kadındı ve de oldukça zengin O’na ulaşmak için dağıttı tüm varını Bu tarifsiz bir aşktı öyle büyük ve engin Sonum ne olur diye düşünmedi yarını Ağlıyordu sürekli O’nun adını anıp Yandı kavruldu özü, yüzü sarardı soldu Yaşlandı tüm bedeni aşk ateşiyle yanıp İflas etti gözleri artık göremez oldu Bu şekilde çok uzun zaman geçti aradan Tam otuz yıl boyunca hep Yusuf’u aradı Dualarını duydu yardım etti Yaradan Bütün bu çabaları bir gün işe yaradı Yusufu buldu lâkin kapalıydı gözleri Oysa son arzusuydu yüzüne son kez bakmak Yürekleri dağladı sarfettiği sözleri Demek buydu kendini aşkın oduyla yakmak İkisi birlik olup Allah’a yakardılar Biraz sonra etrâfa parlak bir nur saçıldı O gözler ki yıllardır görmeden bakardılar Hem gençleşti Züleyha hem gözleri açıldı O esnâda Yusuf’a yeni bir vahiy indi ’Senin peşinden koştu pes etmeden otuz yıl Hasretinden döktüğü göz yaşı yeni dindi Çilesini unuttur onu kendine eş kıl’ Dedi ki Züleyha; ’Putlara tapınırken ne kadar da körmüşüm Onların hiç birinin kendine yoktu hayrı Ben ki senin sîmanda Yaradan’ı görmüşüm Yemin olsun başka şey düşünmem O’ndan gayrı’ Yaradana duyduğu aşkı kuluna sanıp Yusuf’un sayesinde o hidâyete erdi En sonunda sönmüştü seneler boyu yanıp Kendisini Kur’ana ve ibâdete verdi Evlendiler sonunda ve bir yuva kurdular O kadın ki bir aşkın destanını yazandı Yüz yıla bu sevdânın damgasını vurdular Züleyha hem Allah’ı hem Yusuf’u kazandı . |
takdir etmemek mümkün değil