KONUŞMALIYIM SENİNLE
konuşmalıyım seninle....
artık konuşmalısın benimle.... ........ biz seninle aynı savaşta yaralanmıştık... aynı kabustan kan-ter içinde uyanmıştık... ...hatırlasana, biz seninle aynı suçtan yargılanmıştık... konuşmalıyım seninle!.. artık konuşmalısın benimle!... susturmalıyız çığlıkları... dinmeli bu kanayan gözyaşı... dinle beni, ben de gördüm senin unutulduğun filmi.. metrajı kısa , duellosu uzun sevişlerin o cılız fitilini... ben de gördüm o kızıl nehri.. saman dolu tarlalarda yanan evleri... diğer ucunda sen vardın... kan kokan bir senaryonun baş zanlısıydın... kuşlar akıyordu nehirde, başları koparılmış kuşlar... kanlar içinde.... gökyüzünün ’mora çalan mavisine’ o gün beraber kaçmıştık... mavimize kızıl sıçratmıştık... ellerimizde kan vardı... zanlıydık... ama biz yapmamıştık... biz bir cana kıyamazdık... artık konuş benimle... biz beraber ağlamıştık... beraber kanamıştık... birbirimizi unutmaya anlaşmıştık... ama şimdi konuşmalıyım seninle... çünkü biz seninle aynı savaşta yar/a/lanmıştık... o kızıl nehri biz kana bulamamıştık... artık kaçma... biz zanlı değil, o kafası kopan kuşlardık... biz seninle aynı kabusta kanlarımızı akıtmıştık... artık utanma ellerinden... saklama kan kokarlar diye... biz bir cana kıyamazdık... biz kendimizden başkasıyla savaşmazdık... tut ellerimi... bak masmavi kokuyor gölgeler... şimdi artık kabustan rüyaya uyandık... çünkü biz sadece ruhlarımızdaki savaşı suya akıtmıştık... şimdi ruhunu dinle... ...ve tüm sesleri susturup, artık konuş kendinle... GÜLŞEN MAVİ |
ustamay tarafından 8/8/2011 5:23:24 PM zamanında düzenlenmiştir.