Duyum, değirmenler sonrasıŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Yani ay artık eridi gitti, biz onun heykelini yaptık ve koyduk başucumuza, geçmiş olsun gibi. Ölmek güzel olmalı, evet İkarus yakalanınca güneşe Doğudan düşer kuşlarım Hangi şarkı vardı dilimizde tam Ay ağlıyor Mavi boyası akan şehrime Kuşların oy, mavi, kumral! Öyle iştahla doldu ki içime ay Irmaklar koyverdi kendini Düzen, ebedi özlem burada bekliyor şimdi Şarkılar saçılıyor ayet, ayet Yere ve göğe Ben şimdi neyim Bir duanın kalbi mi yoksa Binlerce kez baktım ve gördüm renkleri yok Zaman şairin hıçkırığı Ve bir denizcinin kıyıya vuruşu Ay kapkara dökülür mü hiç Ellerim kâğıttan gemi Irmakların da şarkısı yok Yok... Irmakların da şarkısı yok şimdi Sallanırlar mavi alevler gibi Sen, deniz ötesi Tanınmış koyların mırıltısı Sabah uyanışlarımızı bir fırtına kutsadı! Düşler küçük, gerçek, kar önünde Boylu poslu bir güzel varlık Binlerce kez baktık ve gördük Geceyi bölenler Hangi toprağın yeşiline sevdalı Sisli havayı sever kurtlar Bir de kanla çoğalmış suları Ay harabelerde saklı Başı yıldızlara küskün arya mı şimdi Çocuk beyinlerinden daha dilsiz, sağır Işık cüruflarını dökerler sonraya Ve acılar içerler geceyi bölenler Öyle ki; Her yüzyıl saygınlaşır bu vaatler Ama başı yıldızlara küskün ay bilinmez Ilık, yeşil bir öğlen sonu gibi çoğalır oy Öyle ki; Bir dağın haykırışında Rüzgâr dökülür eteklerime Gözlerin mor benekli yaprak Kar ölüsü kanatlar Ay şimdi Balmumu hikâyemizde lacivertiğnedenlik / berFarJeyn |
GÜZELDİ
NASİPLENDİK AY HÜZNÜNDEN SEVGİLİ ŞAİR / ŞAİRE