Bir koro gerek bizeGömüler çıkıyor sedimentlerden, dem tutan teller Fabrikadan kentler esir kamplarına dönüşmüş Milyonluk kazançlar, zırhlı alaylar, ceset dolu arabalar! Sırtımı bir mabedin minaresi gölgeliyor Etrafımda kolonileştirilmiş ülke halkları Matem günlerini değiştiren Lavtacı’lar Çeperde yoksul bir büyücü oturuyor Türküyü şiire çeviriyor vaazcı Bir yandan bahçeyi kazıyor Odanın öteki ucunda gölgenin örtündüğünü görüyorum Kuşların uykusunu alan vakte inen güreşçi Yakub’u Saçma sapan resimleri, demir kollar ve bacakları Yeni soyluluk, günah tutkusu İç basamaklarda yürüyen dilenciler Aynı büyü bu! Tapılası takılar ve müzikli oyunlar döner durur burda Burda sanki taşlık bir alanı giyinir toprak Görkemli otellere dönüşür askeri yapılar Fanum’lar tiyatro bulvarlarını yutar Işığın çengelinde büyük bir şölen olur Ah işte şehvet, öykücüleri ve bizi barındırır burda! |
Gönül dostu; Duygular harmanlanmış, teprik ederim…
Kutlarım...
......................................... Saygı ve Selamlar..