Kısa Kısa IVDalgalara düğüm atarak, denizi susturamazsın... *** Nasıl arılar, polenin en bol olduğu çiçeklere hücum ediyorsa, acılar da öyle şehvetime konuyor... *** Ay kanatlım, incecik bir renktir benimkisi, üfledin mi doğacak... *** Karanfil/in doğusunda kehribar yavruları şakıyor kokularından büyüsü... *** Solungaçlarımsın benim, karaya çıkarma beni, böyle iyi denizin suskunluğu... *** Tırnak içlerindeki, kir mi? Ayrıntı mı? Sağır cümlelerin bize buyurduğu... *** Bir mahkum gibi, volta atıyorum, ruhumun içinde... *** Ne yaptın! Ne yaptın be güzelim! Kim kaldıracak şimdi, bu yıkıntıyı ruhumdan? Onca duyguyu nasıl diriltirim şimdi yeniden... *** Pikap iğnesi çok yaşlanmış dedilerdi, ziyaretine gittim, köhne bir binanın dördüncü katı. Kapı açıktı. İçerde yüzyıllık kesif bir koku. Duvarda rahmetli gramofonun resmi. Pencerede bir ilan : "Ev sinema sisteminden satılık daire" OKtay Coşar |
saygılarımla