FEYLEZOF VE TALEBESİ 2
Talebe Feylezofu saygıyla selamladı,
FEYLEZOF ey dost bugün bizim için bir yolculuk var, uzun ama kısa zahir ama batini açık ama kapalı ,karanlık ama aydınlık ey dost benle gel ,az konuş,iyi dinle korkma , bilki korku iblistendir, Talebe ey U stam her şey dediğin gibi olsun,bilirim ki her sözünde bir hikmet,her hikmetinde bir mesihi vardır, Feylezof öğrencisiyle yola koyuldu, karşıda heybetli ,ulu devasa bir çınar ağacı gördüler, başı göğe değiyordu,güneşe ve aydınlığa çok yakındı, yaprakları zümrüt gibi yemyeşil parıldıyor,diri ve sağlıkıl gözüküyordu, Feylezof BU ulu çınara bakan ğöğe yükselişi, görür, kuvetini ve heybetini görür, asıl heybet onu tutan kökleridir,kökleri olmazsa bu çınar bir hiçtir, bu kökler karanlıkta bilinmezliktedir, aydınlığa gidişi bu karanlıkta gömülü kökler sağlar onu dik tutan kökleridir, her başarının arkasında bir kök her yenilginin altında köksüzlük vardır, EY dost şu gördüğün dağın ardında biri yaşar, yanından geçerken benim yaptığımı yap , o Yaratanın acısıdır, yerde birisi yatıyor ,vücüudu yaralı bereli, çirkin ,ucube bir varlık, BAŞLARINI eğerek ,bakmadan ordan geçmeye başladı, Ey FELYEZOF senmisin evet benim, beni nasıl tanıdın yanımdan geçen insanlar, yanımdan geçerken, ya tiksinerek bakar ya korkar, yada acır, sen ise ,bana acı vermemek için bakmadın ancak bunu herkesin bahsettiği ancak Feylezof YAPAR dedim, gerçekten sen osun, o onura sahipsin dedi, ey Yaradanın acısı, Tanrı seni yarattı ondan sonra bu acı onu kemirir oldu , yaraladın onu derinlerindeki acıyı deştin, bu bahsettiğin iyi oldu, halk nazarında değerim, artıyorsa eksiğim artmış demek bu halk ki kimleri kral ,padişah eyledi, sonra tahtlarını başlarına geçeirdi, kimlere Allame dedi ,sonra kafir ,zındık diye rezil rüsvay etti, bu halk ki başına bela getirenleri taçlandırdı, kendini doğru yola çevirenleri öldürdü, EY tanrının acısı ve talebem sakın ha bana halk değer veriyor diye değer verme, halk batıldır,batılda halktır, ONLARIN taptığı benim bağlu olduğum ŞEYHİ EKBERİN DEDİĞİ GİBİ ayağımın altındadır, söyle ey tanrıyı yaralayan son sözün nedir, büyüklüğün sözlerindeki hikmettedir, bana göre hale o sun yolun açık bahtin iyi olsun diye esenledi, feylezof ve talebesi yola devam ettiler, bir ağacın baında bir karga gördüler, talebesine sence nasıl bir kuştur, ne sesi ne ötüşü , ne yürüşü güzeldir, pek mahbul değildir dedi, bu karganın efsanesini bilirmisin dedi USTAM Bİlmiyorum anlatırmısın, ÜSTAT BEYDEBA ANLATIR bu kuş diğer kuşlar gibiydi, bri gün bir bülbül gördü , onun gibi ötmeye çabaladı durdu, sonra bir kartal gördü onun gibi u uçmaya çabaladı beceremedi , sukuşu gibi yürümek istedi, sonrasında gördüğü karga oldu, kendi yeteneklerini unuttu, ne ötmesini ne uçmasını ,nede yürümeyi bilir yollarıne devam ettiler, bu günkü yolculuk bu kadar, yeter dedi, başladıkları yere döndüler, talebesine zamanı sordu, talebesi göğe ,güneşe baktı güneş daha doğmamış, yolculuğa hazırlandıkları vakitti ama imkazdı ögrenci çok şaşırmıştı, ey talebem , la zamanh la mekan dedi, talebe inanmak istemedi ayakkabılarına baktı yıpranmayı görmek,için ayakkabıda toz bile yoktu, elbisesini kokladı ter izi yoktu, ne uzun yolculuk yapmış neler yaşamıştı, FEYLEZOF Ey TALEBEM ,DOSTUM ,YARENİM NE zaman mutLaktır, nede başka şeyler, mutlak olan senin sezginin yansıması mantıktır dedi |
çok düşündürücü talebeyede selam feylezofa selam olsun
zamanın kıvraklığında bir yansıma gibi zihnime parladı
saygılarımla