Sürgün ( 7 )Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Bazı arkadaşların isteğine binaen Daha önce 6 bölüm olarak yazdığım Sürgün şiirinin 7. bölümünü yazdım
Tarzında münhasır olması hasebiyle dimağlarda bir tat bırakabilmesi niyetiyle selam ve dua ile Didâr = Yüz Cidâr = Duvar,perde Kum şehri = Çok eski bir İran şehri Kuttâb = Katipler Dil-figâr = Yüreği yaralı Dil- dar = Sevgili Peymân = Yemin Dür danesi = İnci tanesi Fâcir = Günahkar Sahire = Sihir eden kız Leb-i canân = Canân dudağı Bahir = Deniz Herc-ü merc = Yerle bir
Artık zaman yaklaştı belki de bu son çağrı
Yoksa sen değil miydin toz pembe düşte didâr Günden güne artıyor ruhumdaki bu ağrı Ümitsiz gözlerimde yükseliyorken cidâr Kum şehrine benzedi öksüz bedenin bağrı Artık zaman yaklaştı belki de bu son çağrı Kelimeler devrildi kabul etmiyor kitap Kerbela’ya benzedi sırtımı saran hırka Anladım faydası yok beyhude kaldı hitâb Dağıldı hayâllerden topladığım o fırka Hangi asır yazacak benden kalanı kuttâb Kelimeler devrildi kabul etmiyor kitap Ah küskün yalnızlığın dür danesi dil-figâr Nerde kaldı kabrimi kefen diye sarışın Ezelimdin ve ahir vefa perçemli dil-dâr Hangi şafakta olur peymânına varışın Yoksun ya yokluğunun sancılarında efkâr Ah küskün yalnızlığın dür danesi dil-figâr İçe doğru suçluyum dışa doğru muhacir Evet evet ben buyum işte dilimde ikrâr Hüzün girdaplarıyla hayâl koklayan tacir Hangi fecrin doğuşu ruhumu etti izhâr Buz dağından sıcağım fecirden daha fâcir İçe doğru suçluyum dışa doğru muhacir Artık azât vaktidir herc-ü merc oldu gedâ Ey benim varlığımı hiçe sayan sahire Kayalara vurmaktan mecnuna döndü sedâ Çıkar at gözlerinden fırtınalı bahire Bin can olsa yine de leb-i canâna feda Artık azât vaktidir herc-ü merc oldu gedâ Gece şarkı söylerken mehtâbın dudağından Sanki yalnızlığını fısıldıyor zamana Bir çınar yavaş yavaş kopuyor budağından Korkunun korkusundan sığınırken amana Yıldızlar ok atıyor çıkarıp sadağından Gece şarkı söylerken mehtâbın dudağından Hangi diyarda biter bu sürgünün çilesi Hicrân kuyularından çıkarsam bende beni Kim bilir nerde kaldı gözlerimin hâlesi Ve hâlâ çözemedim niçini ve nedeni Son şehsuvâr çaresiz çöktü sırça kalesi Hangi diyarda biter bu sürgünün çilesi Felek kıs kıs gülerken ümitteki felâha Son satıra son defa son nokta düşüyorum Karınca azmi ile yol alırken sabaha Sanki toprak altında kefensiz üşüyorum Ölümü öldürmeden varılmazmış feraha Felek kıs kıs gülerken ümitteki felâha Dağlardan ağır imiş kelepçeli hatıra Beynimi kazma gibi yararken baştanbaşa Hâl-i pür melâlimi tâb edemem satıra Söyle nasıl çevirdin hayâlimi naaş’a Hangi kervancı yükler günahımı katıra Dağlardan ağır imiş kelepçeli hatıra Belki yalnızlığımın bitecektir zaferi Toprağı yorgan gibi çekerken üzerime İşte o gün kalbine çökecektir zemheri Mezar taşım gülecek yazılan eserime Unutulup giderken aşka âşık Makberî Belki yalnızlığımın bitecektir zaferi ____________________Makberî………18/07/2011…..23:10…İst |
Evet evet ben buyum işte dilimde ikrâr
Hüzün girdaplarıyla hayâl koklayan tacir
Hangi fecrin doğuşu ruhumu etti izhâr
Buz dağından sıcağım fecirden daha fâcir
İçe doğru suçluyum dışa doğru muhacir
sadece başlığında bile çok anlam içeren bu kıta tüm her şeyi açıklıyor,pes doğrusu üsdadım helal olsun abiciğim,bayramınız mubarek olsun,saygı ve sevgilerimle.
zemini tarafından 8/30/2011 8:41:35 PM zamanında düzenlenmiştir.