Sessiz bir Ankara sabahıydı
Sessiz bir Ankara sabahıydı,
Kuşlar gevezeliğine devam ederken, Güneş bulutlarn arasndan göz kırpıyordu. Duraklarda bekleyen siyah giyimli insanlar, Ellerinde çantaları ile müthiş bir telaş içindeydiler. Ve ben, Ardımdakleri unutarak gelmiştm buraya, Yeni bir hayata sürüklenmiştim artık. Ne yaptığını, nereye geldiğini bilmeyen ben, Kendimi meçhule kaptırmıştım, belkide. Kim bilebilir ki yarınını ? ? ? Bir kitap yazmayı hayal etmiştim, Yaşadıkça isimlendirecektim duygularımı. Tahayyül sınırlarını zorluyordum belki de, Serzenişlerim eşlik ediyordu gülüşüme. Ve karar verdim artık, `Unutkan Yürekler` olacaktı, kitabın adı. Neden böyle bir isim diye soranlara, Ardımdakileri kazımıştım hatıralara, Diye, cevap verecektim. Çünkü, unutuyordu insanlar, sahte gülüşler vardı. Artık, Kalemim beni çağırıyordu, Hakim olamıyordum kendisine. Ama çok severdim mürekkebi, Beni tek anlayan oydu çünkü. Kolay olmadı satırlara selam vermek, Kolay olmadı doğacak güneşe karşı gelmek. İki yıl da zor bitrdim ilk eserimi. Yağmur sesi eşliğinde, Mesajlaştığım kızlar, Kavga ettiğim arkadaşlarım, Duygularımı paylaştığım geceler vardı. Satırlarım da bu insanlara da yer vermek istemiştim ama, Çamurla yıkanmış kelimelerin, Bu insanları kirletmesine izin veremezdim. Kardelen misali, Ulaşılmazdı, Uzaktalardı, Ölümü göze alınacak insanlardı. Ve ben, Kanlı nağmelerdn oluşan bu yaprakları, Öksüz kalan bu eseri okuyamamıştım. Belki de acı dolu br sonu, Görmek istemediğimden çeviremedim yaprakları. Bir Garip Yolcu |