İĞDE KOKULARI
İğde kokuları geldiği zaman
Yanında olacağım Dal dal çiçek açacağım Kuş kuş öteceğim haberin olsun İlkbaharın rengi vurunca yaza Bir koku yayılır etrafa İşte bekle beni ey Leylam Mecnun olup o gün geleceğim İğde kokuları geldiği zaman Yanında olacağım Bağinden akıp Golandan çıkacağım Silbustan esip Kurucadan ineceğim Seni bir yel gibi Süzülüp Bir kartal gibi Kapacağım Bekle beni ey Şirin Ferhat’ın olup kazacağım Sana engel dağları Saman gibi havaya savuracağım Sana mani taşları Kırıp atacağım. İğde kokuları geldiği zaman Yanında olacağım Yusuf’un olayım bekle beni Yakup gibi hasretimle yan Züleyham ol deleyle kendini Bıçaklar kessin ellerini Bırak güzelliğim sarsın Karakoçan’ı baştanbaşa İstersen vur başını taştan taşa Avare su misali Gezdir hoyrat başını Uzat hasretini yaştan yaşa Ol Karakoçan ki otağıdır Gönül sarayımın Çadırımın mihmanı ol yeter Karakoçanımın kalbi ol yeter Ohiden buraya Uzat ellerini Kalecikten buraya Tut kollarımı Gomandan Mezreden Aç saçlarını Vur voltanı Yatılı’dan At oltanı Çelakas’tan Çek arabanı sıladan Semadan dağdan bağdan Gel dört bir yandan İğde kokuları geldiği zaman Yanında olacağım Çiftlik Caddesi’nde bir akşamüstü gezmesi Gültepede bir Fatiha Ferhatlarda bir içimlik su Keklik ötüşlü bir ses Bal konuşlu bir söz Bekle geleceğim İğde kokuları geldiği zaman Kapında biteceğim Zehirli bir sarmaşık gibi Seni saracağım Karakoçan Saçlarımı sallayacağım Kulubaba’dan, Yüzünü açacağım Kalecik’ten Seni saran zincirleri dağıtacağım Yolçatı’dan İğde kokularını duyar duymaz Karanı ak edeceğim Karakoçan Bekle beni Emi! |