Hicran…Hicrinle inleyen garip bülbülüm Başka bir goncada, gülde gözüm yok… Hasret ocağında savrulan külüm Sensiz, dizde gücüm, dilde sözüm yok… Bir davet atfettim, o şuh bakışa Geçtim aşk eline doğru akışa Lakin aka aka vardım bir kışa Sensiz inan ki bu elde yazım yok… Kanarken azaba ben yudum yudum Azalır anbean şefkat umudum Yanar tüm vücudum, çalarken udum Benim yalnız sazda, telde sızım yok… Sevdan bozulmaz bir sihirdir bana Vuslat umut, firkat kahırdır bana Yediğim, içtiğim zehirdir bana Ette, sütte lezzet, balda hazım yok… Aşılması müşkül, dik duran kaşlar Ayağımı batan, dikenler, taşlar… Bir dağı aşarım, diğeri başlar Adı hayat olan, yolda düzüm yok… Tozpembe hayaller kursam ne çıkar Sensizlik gerçeği, hepsini yıkar Gam dağından çıkar, hüsrana akar Kays ile kıyasta, selde azım yok… Muhabbet yurdumun iklimi kurak Sam yeli dört mevsim bilmez dur-durak Aratır çölleri bendeki yürek Sarardı asmalar, dalda üzüm yok… Kaderimmiş sana gönül bağlamak Aşkınla boşuna coşup-çağlamak Elimden tek gelen, çöküp-ağlamak Bir an bile güler halde yüzüm yok… Hep seni anarım, her şeyden ırak Kerem’e varisim, Ferhat’a çırak Kutsi merhameti bir yana bırak Derdime başka bir kulda çözüm yok… Veli BOSTANCI |