Hep Sen gelirsin
Nerede gezinen bir bulut görsem,
Aklıma ilk önce hep sen gelirsin, Ne zaman toprağa yüzümü sürsem, Bereket sezince hep sen gelirsin. Seheri hasretle bekleyen bir gül, Gülün hasretinden inleyen bülbül, Ruhumu mest eden nazik bir sümbül, Gönlüme girince hep sen gelirsin. Bir ağaca baksam dalsız budaksız, Çok şeyler anlatan dilsiz dudaksız, Elleri koynunda nerede öksüz, Başını sevince hep sen gelirsin. İki güne sığan bir öğünlük aş, Vefalı yar iki dünyalı yoldaş, Yağmur ile dağla taşla arkadaş, Aklıma düşünce hep sen gelirsin. Yuvası dağılmış yavrusu yitik, Bir anne şefkati içinde bitik, İki gözü iki çeşme bir kütük, Hayali geçince hep sen gelirsin. Yüzümü çevirsem böldüğün aya, Hatıran yükselir sanki semaya, Muhtaç düştüğümde ekmeye suya, Biraz gecikince hep sen gelirsin. Her iki cihana giydirilen taç, Kâinata ikram edilen Sertaç, Dertliye kol kanat dertlere ilaç, Şifa denilince hep sen gelirsin, Kurak toprakları müjdeleyen yel, Küskün yarınları sevindiren el, Beşerin umudu son arzu emel, İmdat istenince hep sen gelirsin. İnatçı demiri yumuşatan dil, Ağlayan geceyi güldüren kandil, Yoktur senden başka bunu böyle bil, Âlemlere rahmet tek sen gelirsin. |