Gurbet
Ey garip bahtıma işlenmiş sızı,
Yoluma gizlenmiş görünmez kazı, Sensin ilhamımın sönmez yalazı, Ben sana ezelde adandım gurbet, Pusuda bekleyen zorlu akıbet. Daha doğduğum gün musallat oldun, Bilmiyorum gözyaşımda ne buldun, Yüreğime aktın boşaldın doldun, Sılamla vuslatım yakındır gurbet, Sonra senin olsun bir gömleklik et. Yükünü çekmekten kaçındı dağlar, Dize geldi gökler zamanlar çağlar, Âdem’den bilirim suçuna ağlar, Hasretin yürekler dağlarken gurbet, Şu fani âlemde nasıl rahat et. Kıskançlıkta yoktur daha bir eşin, Arasına girdin ayın güneşin, (1) Cehenneme eş olsa da ateşin, Narına aldırmam yeter ki gurbet, Ukba hayatına temiz yolcu et. Perde oldun Yakup’umun gözünde, Aşka doldun Yunus’umun sözünde, Ağıt kaldın ozanların sazında, Sazdasın sözdesin özdesin gurbet, Mızrabını kır da teli azat et. Ruhum arzularken O’nu derinden, Kanadı bağlanmış orta yerinden, Her dem gün sayıyor yar kederinden, Kaç şafak kaldıysa haber et gurbet, Ten kemik kafeste bekler işaret. İsyan etmiyorum alın yazımsın, Sonbaharım kışım bahar yazımsın, Belki bize bunun için lazımsın, Hayatımdan söküp atamam gurbet, Gölgeme saklısın satamam gurbet. (1) Tasavvufta güneş Allah’ı, ay ise peygamberleri temsil eder |