)(-)(-)(-KANDAKE-)(-)(-)(
Sen bu sahraların ey siyah gülü
Yokluğunda şimdi çöller yas tutar Habeş sarayının nazlı bülbülü Yokluğunda şimdi güller yas tutar Asırlar geçse de Güzelliğin hala dillerde Kandake Sen saraydan çıktığında İnsanlar seni görmek için Geçtiğin yollara dizilirdi Siyah bir elmas gibi parlıyordun karşıdan Güzelliğin büyülerdi herkesi Gülücükler dağıtırdın gün boyu Sevdalar kokardı bakışın senin Acıtmaz yüreği yakışın senin Uzaktan duyulur kokuşun senin Saçını savuran yeller yas tutar Senli duygularım Kabardı yine Adını anınca bir hoş olurum Nasıl ritim tutar kalp atışlarım Kara gözlerinin karanlığında Ne sırlar saklarsın hiç bilmediğim Seni düşlüyorum çöl akşamında Nil’in suladığı o topraklarda Gerdanı süsleyen inci gibisin Ey siyah gülüm Sen ey Kandake Nasıl da yansırsın duygularıma Ey bu vahaların nazlı ceylanı Sensiz yok sayarım her geçen anı Bu deli yüreğin eşsiz Cananı Seni saramayan kollar yas tutar Biliyor musun Kandake Senden sonra Senin kadar güzel gelmedi bu topraklara Belki gelmiştir Ama adı Tarih sayfalarında yer almadı Sen gibi Adına şiir yazan da olmadı Ben gibi Bilinmez diyarın Mahzun güzeli Yad’ıma sen düştün bu sabah yine Siyah saçlarınla bağlanmışım ben Sen yoksun Sen yoksun yanımda ne gelir elden Ben de şiirlerle ederim yad’ı İçime çekerim eserken bad’ı Unutulmaz böyle Kandake adı İsmini söyleyen diller yas tutar Sadık Dağdeviren Aşık Lüzumsuz |