İlhamertesi
Ezelden adım adım zaman denilen sırda
Bir söz geçiremedik içimizdeki kurda Dertleri kanla yoğurup bilmem neyi aradık Toprağa can mı verdik göklerde mi yürüdük Hep düşündük lakin zor geldi bize kolaylar Hep aynı başımızdan gelip geçen olaylar İnsan olarak doğup aklımızla savaştık Yenildik esir düştük çünkü ondan yavaştık Gönüllere sığındık bizi korur diyerek Onu da düşman ettik içten içe yiyerek Kaybedip kendimizi teslim olduk zamana Manasını hapsettik benlik denen zindana Vardığımız topraklar ıssızdı sahipsizdi Aldandık aklımıza sandık ki kimsesizdi Bize sunulmuş bakir el değmemiş güzellik Koca ömrü tükendi kalmadı bir özellik Soğuk düştü kalplere sıcak vurdu özlere Yıldızlara ram olduk değer biçtik sözlere Semalara taht kurmuş milyon kollu ahtapot Her kolunda sayısız ateş yakmış kaç robot El açmış sükût dağda güneş denilen güce İçi dolu tencere kapağı kara peçe Kalplerde küheylanlar eşiniyor durmadan Kanadı olsa uçar güneşe hiç sormadan İlk sözü kim söyledi ilk şiiri kim yazdı Şaire gelen ilham aldığından mı azdı Savruldu rüzgârların gözlerinden yapraklar Dar geldi gönlümüze doğduğumuz topraklar Kartala özenip yâr diye düştük peşine Göklere nispet âşık olduk garga leşine İnsanlık doğuralı aynılıktan ibaret En büyük aynılığın gösterdiği mârifet Bir tarafta müminler diğerinde kâfirler Arasında münafık şerbetinde zehirler Dünyevî’nin alası kansız yaşayan ruhlar Kalpleri kıyametin kapısında nikâhlar |