KIRMIZI EVKIRMIZI EV Evi önce beyaz,yeşil En çok da pembe bir evdi Kocasından sonra dul, Tuttu kırmızıyı sevdi... Tuttu kırmızıyı sevdi Öyle ki hemen her yeri Herşeyi kırmızılamak Ona en büyük görevdi... O bir duldu düşündü, Bu kırmızıyı buldu Ama yetinmiyordu... Onu anlamak zordu Yanlış ve tehlikeli Ve hem mübah olmayan Kırmızılar düşlüyordu... Dul bunların ardında, Bir demir kapı kurdu Biraz sus-pus oturdu Oturdu oturmasına Ama uzun sürmedi Ne de olsa pek gençti Hem çok güzeldi hani... Şişkin hesapları vardı, ’Toprağı bol’ kocasının Onlara el sürdü ilkin Kırmızı dul en pahalı Takılar aldı taktı Ve bir kırmızı araba Işıl ışıl son model Gezdi-tozdu gönlünce... Oto yollarda aktı Lükse çabuk doydu dul Olmuyor baktı, Paraları bankaya Takıları çekmecelere attı Otomobili sattı... Kırmızı dul durmadı, Başka hevesler secti İçki,kumara geçti... Komşu kadınları aldı İçkili,oyunlu çılgın Eğlencelere daldı... Viskiler,kanyaklar yuttu Büyük cinler devirdi Zoraki kahkahalarla Gece-gündüz demeden Hergün kumar çevirdi Belli bir zaman sonra Aynı çıkmaza girdi Daha dönmemek üzre, Bu faslı da bitirdi... Eğlenceler,partiler Gene sarmamıştı dulu O artık en tehlikeli Arzulara tutkulu... Kafası allak-bullak Gözleri aygın baygın, Düşleri azgın-afet Sabrı sebatı yoksul Şehveti full, Asi dul... Kırmızı dul,evinin En kırmızı odasında, Kızıl perdelerinin Önünde üryan olmuş Ve kırmızı ışıklara Bürünmüş bekliyordu Bugünden sonra onu Dizginlemek pek zordu... O demir kapısını Gece vakti kırsınlar, Kapıdan giremezlerse Çatıdan,bir bacadan, Girsinler usulcacık Yahut bir duvar delsinler Evde ne var ne yoksa Her bir şeyi çalsınlar Ama kaçıp gitmesinler, Hep yanında kalsınlar... Acıtsınlar istiyordu, Sımsıkı bağlasınlar... Suratını dağıtsınlar, Sonra kırbaçlasınlar Sonra................ En son yuhalasınlar... Dul çok şeyler düşlüyordu Fena takılmıştı aklı, Şööyle,irili ufaklı Boy boy peribacaları.... O peribacaları ki; Bir uçsuz kuyruğa girmiş... Dul için buyruğa girmiş. Birbirinden işlek-kızgın Birbirinden sabırsız... Dul bunlara boğuluyor, Kendinden geçercesine Kalın nefesler harcıyor, Hırıltılı-iniltili... Azgın,çılgın,baygın dulun Hazzının şiddetinden Karışıyor,ağzı dili... Ömrünün kalanını, Şehvetine adıyor,dul Varsa yoksa tabular Varsa yoksa içgüdüler Artık ne lüküs hayat, Ne yat ne kat,para pul... Çok geçmedi kırmızı dul, Mübah kırmızılar gördü... Birden değişiverdi Durmadan mırıldandı Ve bir kapı araladı, Son kapıyı araladı; Bir seccadeniz var mı..?... |