Kırılgan
dar gecelerde
sessizliğe açılır kapılar düşünce kırılgan düşüncelere kırılıverir aklım geceye kinli şafaklar tövbesini bozar usulca sahiller yosun kurutur dalgaların düşünde zaman buğday tarlalarında boy verir unutur kendini güneşte erken gelir hasat zamanı asırlar külleriyle savrulur hiçliğin ortasına suların bulandığı yerde haksızlık düşer yine geceye ne varsa yemin edip bozulmamış çığlıkların çılgınlığında kalır hiç bir sözden dönmeden dar gecelerde vurdum duymaz olur başkaldırışlar kırılır kalbim bozar tövbesini şafaklarla boynumsa kıldan ince dal gibi düşer düşünce kırılgan düşüncelere |
ve yapacak birşey yok
der gibicesine..
salt bir teslimiyet
sonbahar gelmeden daha
ve belki de ilkyazında ömrün
sevginin ilkbaharında
bu dal doğurmamışlığım
yeşermeyen düşler ile..
hele ki geceye kinli şafakların
tövbesini bozması yok mu
demek güzel ve güneşli günleri de
g ö r e m e y e c e ğ i z!
ve hey gidi koca NAZIM!
BİR AYKIRILIKTA DAHA
KALDI KIRILGAN YÜREK
zaman,
-ben bilememişken-
(tek suçlu o oysa ki
ve kendini unutmuşluğundandır güneşte)
...hasat zamanıymış meğer
sonrası bir nice isyan ve başkaldırmışlık
başkalaşmışlık
tövbeyi bozmak mı dersin, şafaklarda
dur, daha zincirlerimizi kaybetmedik
umudumuz yarınlarda!
amanes..ra