Emine
Sen bir tarihin iğfalinden doğdun Emine
Emin’in iğnesi teyelledi kader çizgini yansır suyun akışında kırık bir ayna gibi doğduğun coğrafyayı kanatmaktı ilk işi Zamanın avlusuna bırakılan soyad eksiklisiydin Emine kimlik etiketsizi Ağladın, ağlamayı çoğalttı yanın güldün, küldökenler bürüdü sesini kalbin, pembemsi bir bulutun önünde saçların, Emin’in arkasında yürüdü Sen bir dilin zinasında büyüdün Emine utanır anlatmaya sözcükler, sana giydirilen sözleri saklar yaşamın aynasından, provasız biçilen elbiseni Eğildin, başına kahır gülü takıldı doğruldun, alnına töre çakıldı susma öyle Emine, susma öyle kıvranan belin üstünde, taç yaprak gibi omzun çağın uzun ve karanlık mahzeninden o şarap testisini kimin için taşıdı Sen hangi acını işliyorsun Emine hangi sevmeni söyle artık söyle bir tokat gibi zamanın yüzüne kendini hangi iğneden geçirdiğini Sen kendini kaç yıl büyüttün Emine sahi sen... hangi kahrı, kaç yıl... sordun mu hiç annene bir şeyler karışır mı annelerin gözyaşından kader gibi, gen gibi, Emine’lerin geleceğine Yürüdün, önünde gölgeler süründü durdun, varlığının uçurumu büyüdü sana uygun görülen Emine sana uygun görülen: Önde Emin silueti Sen tarihi yeniden doğurabilir misin Emine biçebilir misin zamanın gömleğini yeniden yapabilir misin sahi, Emin’in ipliğini çekmeden Ali Rıza Kars |
Sayın hocam sesiniz sesimiz
Saygılarımla...