Çocukluğum +Çocuktum... Firari kavgalarım oldu Kor damlalarına kafa tutarken yağmurum... Besmelesi dudaklarımda asılı Tutamadığım vakitlerin yasıdır bu şiir... Sokağımdaki duvarlara yaslarken gölgemi, Serseri yanımla günceledim öykümü Dilimde sana öykünmüş sağır vakitlerde, Ararken masumiyeti derinimde... Ah şehir Ser veririm sır vermem yalancı vadilerine… Köylü kaldım, kör caddelerinin karanlığında Dörtnala atlılar gibi Toz oldu çorak umutlarıma yağan hasret... Rüzgâra kapılmış servilerin peşine düşerim Ne zaman sesini kaybetmiş yankımla karşılaşsam Titrerim babam gibi Sıtmaya yakalanınca hatıralar... Duru bir özlemdir başucumda çerçevelenen... Kaç mil uzağına demir atarken masumiyetin Hâlâ içimde kahkahasını biriktiririm çocukluğumun Saklambaç oynayan bir yıldızı sobelerken gözlerimin ferinde… Yaşamak ödülüyle, kanadı dizlerim bisiklet kazalarında Daha kolaydı kaybetmek Yeniyetme kıkırdak gülüşlerle Bilenmezken keskin bıçaklar çığırtkan hayatın çelmesinde... Olduğu gibi görünemiyor Yas şiirlerin ardına saklanan duygular... Nasıl da kaçıp gitmiş zaman, Nasıl da üşümüş mai bulutlar Belleğimde birikenleri hediye ederek bana… Mevsim, Haktan, iyilikten dem vurduğum mevsim değil Esmer gülüşlerin gamze olup taştığı Huzura nazır nihavent makamı mutluluklar Nasıl da sırra kadem artık nasıl da kalplerde yakın duruyor ayrılık… Şimdilerde elleri titriyor kör cerrahların Dikerken yırtılan kalbimi... Artıyor kalabalığın en kurusunda özlemim çocukluğa Birikirken karanlığın muştusunda ahlarım... 15 Haziran 2011, Mardin |