Erguvan Demli Çayım
Emirgân hazla huzur harmanında savrulur
Demliğin türküsüne billûrdan ses karışır Erguvan zamanlarda sine dudak kavrulur Çaya dudak değince göz mutlulukla ışır. Yeşil mavi sözleşir firuze ahitlerde Porselen içindeki selen bize gülümser İftar vakti bin hazdır sükûtla zahitlerde Erguvan demli çayım naz ikliminden eser. Nedim’in gazelinden el eder de bir peri Doyumsuz efsaneyi anlatır ince belli Efsane ikliminde bahar olur zemheri Bir gelindir semaver haza duvaklı telli. Erguvan rengi siner hisar duvarlarına Kumrular dallardaki muhabbeti besteler Varlıklılar var katar her nefes varlarına Yoksullar hüzündeki kırık dökük sesteler. Erguvan mevsiminde İstanbul’da seninle Bengisu misal çayı yudumlamak meserret Geçmez o zaman demler ahla vahla eninle Nazı sinende işle her ne diyorsan emret. İstanbul gözlerine her bakışta mest olur Yeniden tarih yazar cümle vakanüvisler Kalemler sana dair ince bir niyaz solur Dağılır buğusunda çayın seninle sisler. Bir şiir yazarım ben girizgâhı çay olan Sol anahtar bardakla hazla ünsiyet eder Süzinâk makamında sensen gönlüme dolan Gelişinle yöremde barınmaz asla keder. Ankara,12.06.2011 İ.K |