UÇUŞAN DÜŞLERmeczup bir gezginin bakışları hüzünle efsunlanmış gözlerimde ateşe düşmüş bir gül gibi hayalleriyle konuşan kendi içine ağan divane misali… ne yol bilir ne iz / dalgın adımlarım ne yerde ne gökte çırpınan bu âciz ruh hey gidi koca dünya ! bak senden daha yaşlı bu beden kuruyan tenimin damarları hem kansız hem yârsız yalnız inleyen bir mağara kadar dipsiz terleyen su damlacıkları kadar mecâlsiz sarp kayalarımdan sızan aşk ince sızıya düşürme gönlümün serçelerini şifa niyetine uçur umutlarımı, gökçe bulutlara… yüce dağlara boz tepelere sordum adın neydi ? ferhat mı yoksa mecnun mu ? unuttu bu gönül sevgili hiçbir çiçeğin dudağına sinmemiş kokun hiçbir tabloya dokunmamış rengin ne karıncaların şahı tanır seni ne de sarı papatyalar… ah serseri rüzgâr ! sor savruk saçlarına hasret nedir bilir mi ? sor bakalım / ben gibi savrulduğu her yerde ağlatır mı hüzünleri mor salkımlı kederleri… ey ! suskunluğuma gömdüğüm dili lâl gözleri âmâ sevdiğim şimdi hangi yaz bahçesinde şakıyan bülbüllere eş gönül bağın hangi ateş çemberinden atlayan kaplan hangi dilberin gönlünde yatan aslan .... kim bilir kaç gece kaldı gamzelerime yıldızları konduracağım kırılan dallarımda tüneteceğim kaç baykuş dilimin paslı kıyılarında eskiteceğim kaç dua ey ! yalnızlığımla beraber adım söyle kaç kelimen kaldı, mezar taşına kazınacak kaç tas suyun kaldı güvercin kanatlarını ıslatacak… Şiirime güzel sesiyle ve muhteşem yorumuyla can katan Sevgili Arkadaşım BENSENO’ya ve güzel yüreğine sonsuz teşekkürler ederim..Her daim Sevgilerimle..Saygılar........ ayşe uçar 31/ 05 /2011 |