NAMLUDA HER ÇOCUK BİR ANNA
Seni kimler vurdu kimler işgal etti ömrünü
Kimler söylenmemiş şarkılar Yazılmamış şiirler bıraktı sana Masmavi umut trenini kimler çıkardı rayından Konuşsana Anna… Konuşsana dünyanın göz bebeklerinde intihar ettiği çocuk Kimler örseledi bir avuç yüzünü Minicik bedenini kimler yağmaladı Saçlarına hangi eller dizdi kurşuni çiçekleri Anna… İçinden nehirler geçen bu yürek sana titrer Yağmuruna eşlik eden bu katreler sana Vicdanı sağır eden bir zulmetin ortasına düşürdüğüm Susmayı reddeden bu ses sana Anna… Konuşsana Anna… Söylesene bir bir insanlıktan nasipsiz yanlarımızı Dudaklarındaki gamzeli gülüşlerin nasıl dondurulduğunu Kanla mühürlendiğini sözcüklerinin Kör bir bıçakla kesildiğini sevgiye açılan kollarının Ritmini henüz tutturan kalbine dökülen zulüm kezzabının Nasıl dağladığını yüreğini Nasıl ağlattığını gözlerini Nasıl katmerli güller döşendiğini bir damlacık göğsüne Anlatsana bize Anna… Topraktan gayrısına yaban ayaklarının Çimenlere hasret Bulutlara ,yıldızlara sevdalıyken nasıl kurşunlandığını Bağırsana Anna… Sağsana çorak vicdanımızı Sağaltsana kangrenleşmiş hücrelerimizi Bi habersizliğimizi vursana. Etten duvarlar yükselten bedenlerimizin Sol yanındaki boşluğu doldursana Anna… Unutmayı unuttursana bize İnsanlık arenasındaki merhamet mesaisinin saatini Yeniden, bir daha kendi ellerinle kursana . Anna… Var oluşun girdabında boğulup Savaşın kuytu siperlerine düşen masumiyet Busesi temiz bir ele kon(a)mayan çocuk . Henüz çiğneyemeden bir lokma ekmeği Anasının göğsünden Toprak altına sürülen filiz Anna Sus…kendin için ağlama! Günahlarla donanmadı bedenin Kirlenmedi bir şarjöre kurşun takarken ellerin Ağlayacaksan eğer Gel…yeryüzünün şuursuzluk meydanına Pulsuz bir mektup gibi düşen Kimliksiz bir vicdana ağla ANNA…! |