HAYATA ELVEDA
Noktalarla dolu bir hayatın yine yeni bir sayfasındayım,
Yeni bir paragraf atacağım hayata, sabahın ilk ışığında. Yeni bir kalem, rengi gökkuşağı olacak. Temiz ve beyaz bir sayfa arasında, kuru, kırmızı gül, başucumda… Uzandım yatağa, ellerim başımın altında, Gözlerim tavana bakar. Bakarda deler geçer çatıyı, gece içinde ben, Sağımda yıldız solumda Ay, Ben gecenin karanlık renginde, bakarım geçmişe… Yıl 1966, Babamı, evde köşede döşek üstünde otururken yakaladım. Elinde bir kalem, tükenmez, Bir kâğıt parçası beyaz harici bir renk, Hesap yapar, bakkal manav kira derken, Yine bir ay sonrasına atılır anamın kabanı. Hesap tutmaz, cüzdan boşalmış, ayın başı halbuki. Elini alnına yaslar, bakışlar yere değer, gözyaşları, süzülürde gelir. Nasıl geçecek bu ay demez artık…Alışmış, alıştırılmış. Topu topu 30 gün, Alın terleyecek gene, Bilek, çelik bilek, Daha hızlı inecek çeliğe, Kor demir şekillenecek, ne istendiyse, hayat verecek bakışları ile emeği. Şimdi, o eller alında, ağrımak üzere olan başı ovar da ovar… Çaresizlikle çeker çayını, şeker var mı yok mu umursamaz, Yokluk akşamında… Yine bir maaş zamanı, soğuk ve karlı bir gece, Köşe minderi yorulmuş, odanın rengi loş. Ben ısınmayan odamda yalnız, tek başıma. Soğuklar artmış, borçlar artmış, umutlar tükenmiş, Kalem yazmaz olmuş, sayfalar istemez… Babamın elinde bir baş, ağrıyan, Anam donmuş sokakta, Kese kâğıtları öğünsüz gelir sofraya. Bir iki kara zeytin, ekmek arasında mı değil mi, belli değil, Sıcak çay ıslatır ve ısıtırdı içimizi. Yıl 2010, Babam yok, anam yok. Bana miras kaldı babamın baş ağrıları, Çelik bilek ile kor demiri, Bu kez, Ben dövüyorum, babamın yerine… Gecenin içinde karanlıkta üşüdüm artık. Babam, ne olur beni al yanına. Sabahın ilk ışığı camımdan habersizce girmiş odama, Uyandım, Elimde kalem, Temiz bir sayfa, Çizdim darağacımı, urgan yaptım yedi renkte, Son bulacak ağrılar, artık üşümeyeceğim. Elveda hayat… |