GÖK GÜRLEMESİ...
Bir mevsimin isyanıydı kuraklık,
Gök gürlüyor mevsimime, Yaradan kızmıştı belki de umutsuzluğuma, Gök gürlüyor yalnızlığıma. Bir bahar yaşamak vardı senle, Üstelik Şubat soğuğunda, Gök gürlüyor rüyalarıma. Ayrılığın arifesiydi ömrüm, Votkaya süresiz hapsedilmişim, Gök gürlüyor sarhoşluğuma. İntihara teşebbüstü gözlerin, Birkaç ömür çürütmek isterdi bakışlarım, Gök gürledi yalanlarına. Belki de tarih olmalıydın yalan dolan ansiklopedilerde, Uğruna can çekişlerim olmalıydı ilk sayfalarda, Gök gürlemiş şu zavallıya. Mutluluğa ramak kalmıştı senden önce, Ölümü damaktan tatmak ta varmış düşlerde, Gök gürlüyor nefesime. K.İskender kadar olmasa da, Acayip küfürler türedi dudaklarımda, Gök gürlüyor küfürbazlığıma. Ey! Üstad… İki metrelik mezarında da; Sevdiğin kadar seviliyor musun? Gök gürlüyor isyanıma. Ne hacet kaldı umuda, Ne de pişmanlığa, Gök gürledi suskunluğuma. Erimekte olan buzullara yaradı en çok da gidişin, Buz kesişlerim sayesinde, hayat oldum onlara, Gök gürledi şiirime… [Mehmet Yusuf SEZEN] |
İki metrelik mezarında da; Sevdiğin kadar seviliyor musun?
Gök gürlüyor isyanıma.
Ne hacet kaldı umuda,
Ne de pişmanlığa,
Gök gürledi suskunluğuma.
Sayfaya düşen güzel dizelerinizi ve yüreginizi kutlarım arkadaşım........