ruhu özgür bedeni kilitliruhu özgür bedeni kilitli bir güvercindi o öylesine uzaktan bakarken herşeye derin düş(ünce)lere kafa yorardı çekingen, mağrur bir tınısı vardı sanki hayatın o hep uzaktan izlemeyi seçmişti sessiziği sadece huzur istiyordu sükuneti haykırmaya başladığında merakına yenik düştü gövdesi griler giyinmiş yorgun bedeni ve yaralı yüreğiyle bir kırlangıç dikkatini çekti sesine ses verdi gel dedi gözlerine; utangaç gözleri! içi cız etti güvercinin farklı olduklarını bile bile hiç düşünmeden kanat çırparak gitti kırlangıç sürüsünün içine savurdu hayallerini ruhu özgür bedeni kilitli güvercin ve utangaç kırlangıç aynı sudan yudumladılar farklı olsalar da birbirlerinden aynı yerden, aynı yöne bakmayı bildiler kırlangıçların göç zamanını hesaba katmadılar sadece sevdiler nasıl olduğunu anlamadan birbirlerine sıkıca bağlandılar ayrılık kapıyı çalınca vakit göç zamanı olunca havada buram buram kokusunu duydular imkansız aşklarının o minicik yüreklerine nasıl da sığdırdılar o koskoca sevdayı, aşk’ı griler giyinmiş güvercin böyle sevdi bir tutsağın özgürlüğü sevdiği gibi sevildiğini anladığı anda eli ayağına dolaşarak sevdi kırlangıcı ve hiç düşünmedi peşine takılırken hesap yapmadı gözünde büyütmedi uzun yolun çetrefilini merhaba denildiğinde yüreği coşan güvercinin elvedaya dayanamazdı minik yüreği, biliyordu başka seçeneği yoktu göç yoluna koyuldu sevdiğiyle küçücük kalbinin kocaman gökyüzüne kafa tutamayacağını kabul etmedi kendini feda etti sevdiğine heba oldu vefasız bir aşk için kanatları ve kalbi göremeden o uzak ülkeleri bıraktı onu yarı yolda cefakarlığı bilmeyen yar’i kırlangıç gibi SALİHA (MAYIS 2011) |
Şiirharika anlamlı ve düzenli