BİR AŞK HİKAYESİ...
Ne kadarlarla başlar en başta kaprisler,
Boş bir sayfa gibi dökülür dudaklarından aşk, Ne kadarlar bitmez gözlerinde, Ne kadar seviyorsun beni?... Bu soruya henüz bir cevap veren olamadı, Sevginin var mıydı ki boyutu hacmi, Alev alev isyanlar çığırırdı bazıları, Bazılarıysa yol gözlerdi pencere şafaklarında… Ne kadarlar bitmezdi hiçbir zaman yüreklerinde, Ne kadar tuhaf bir sahneydi ilk buluşmalar, Hele o daha daha nasılsın muhabbetleri, Göz bebekler firar ederdi adeta koğuşlarından… Bütün caddeler boykot ederdi, Gönüllerle alay eden kişiliksizleri. Bir fincan kahvede bulurdu kimi umudu, Kimiyse yakarışlar haykırırdı gökyüzüne… O na kadar saymakmış belki de ömür denilen zaman, Veyahut o ndan kadar saklanmakmış doğaçlamalarda. Sevmek yazın ortasında it gibi kıvranmakmış sıtmadan o yokken, Var oluşu bütün mevsimlerin ilk züğürtlüğüydü belki de… İlkbahar, çok geç artık, Yaz, üzgünüm okuma yazmam yok, Sonbahar, adından hayır yok, Kış, baş üstüne alın size kışladındık... Mevsimlerden hayır yok, Ne kadar geç geldi ilkbahar, Yaz abisleydim keşke temmuzun sensizken soğukluğunu, Sonbaharı kabul etmem zor, Başı son, Kim bilir ortaları hangi alem? Kış lama be yeni bir mevsim bekliyoruz. Gelin gelin buldum yuvamızı, Güzelliği ne kadar mı? Sevilmediğiniz kadar… Acı derecesini sormayın, Acımetre icat edilmedi ki. Ne kadar mı aşk var? Oynayabildiğiniz kadar... [Mehmet Yusuf SEZEN] |