Kullar Küsecek
Dağların üstünden, aşıp da geçsem
Uzun, ince giden, YOLLAR küsecek Hiç selâm vermeden, koşup da geçsem Yemyeşil ağaçlar, DALLAR küsecek… Buncasına rağmen, bizi yeğleyen Derdi ortak edip, sırrın söyleyen Darda kaldığında, imdat eyleyen Bizden medet uman, KULLAR küsecek… Azamet timsali, otağa girsem Atlas yorganlara, elimi sürsem Saraylara ipek, halılar sersem Kıl çadır içinde, ÇULLAR küsecek. Başta; bizim için, köz olup yanan Hasret pınarından, su içip kanan Ateşten kavrulan, sevgili canan Bize kucak açan, KOLLAR küsecek… Aşım bereketli, bitmez ki yesem Yağmur; şıpır-şıpır, sis; çisem- çisem Her şeyim güzeldir, tatlıdır desem Sarı mum petekte, BALLAR küsecek… Kale gibi sırtım, dağa yaslasam Yoksulu giydirsem, açı beslesem Tacıyla, tahtıyla, yâri süslesem Beyaz gelinlikte, ALLAR küsecek… Mutluluk tacını, giysem başıma Kudret kalemini, sürsem kaşıma “Deli- dolu sevdi”, yazsam taşıma Beni omuzlayan, SALLAR küsecek… Necati oynasa, sazını çalsa Neşeyle eğlense, mutluluk dolsa Gurbet illerinde, otursa kalsa Bütün cümle âlem, ELLER küsecek… Necati Ocakcı |