Gönlü Yalnız ÖykülerYazmak mıdır aslolan yaşamak mı Bir türkünün ahenginde salınmak iki göze dikip bakışlarını Anlamsızlığında anlam taşıyan satırlarda dolaşıp Sessiz sakin bir hikâye okumak Sınırsız uzunluğuna sığınmış sanal denizin Tam ortasında bir ada yürek sesinden Dalgalar yakasından tutar segâh makamında şarkıyı Gecenin karasında alevlenmiş papatya Israrla rotasında giden gemi atmış korkuyu Kar mı yağmış vadiye, neden beyaz İki kar çiçeğine sığınmış bahara özlem isyanı Geceyi yırtmak istercesine bir direniş açılmış bayrak bayrak Mehtabın avucunda gülücüksüz ve hüzünsüz dudaklar Ve alevler geceye saçılır yaprak yaprak Şahmeranın koynundayım her gece İnsan zehre bu kadar mı müptela olur Gözlerimde ısırık izleri, her hücrem uyanık Yollar boyun bükmüş Hasretim yanık Hep aynı mecraya dönüp dolaşıp akan sular Bazen çırpındığım bazen tutunduğum mutlu uykular Senden nasıl vazgeçerim ey gece Küsmez mi darılmaz mı Her gece mısralarımı diktiğim yıldızlar Ne güneşi beklerim sıcak Ne bir mehtap ararım bakışlarımı ısıtacak Es ey ruhumu mesken tutmuş rüzgârım Savur saçlarını üşümüş yüreklere Yarınlarımız değil mi dünlerden kalan tek yadigâr Gerçeğin dışına taşmış gerçek Saatler durgun Sadece kendisinin farkettiği iç çırpınışlarım Gülümse artık Gülümsemeyi öğrensin dudaklarım Dalgalara hükmüm yok Bırak alıp götürsün en mutlu olduğun yerlere De ki en kırmızısından güllerdir yüküm Bulur uzatırım her defasında bir tane Gönlü yalnız öykülere |