(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Ne Olmalı! şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Ne Olmalı! şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Şiirime değerli yorumlarıyla katkıda bulunan tüm arkadaşlara tek tek ve gönülden teşekkürlerimi sunuyorum. Özellikle de Afet Abla'ya.. Burada Afet Hanım'ın açıkça yazdığı bazı düşünce ve tenkitleriyle, tavsiyeleriyle ilgili kimi açıklamalarım olacak. Elbetteki, tenkit/eleştiri, belaltı vurmadıktan şahsiyat yapmadıktan sonra düşünceye, dolayısıyla sanata çok yararlıdır. Burda da böyle olumsuz bir eleştiri yok, tam tersi yollu yolunca, usulünce yapılmış bir eleştiri var. O yüzden teşekkür ederim kendisine. Ancak bu görüşler kendi görüşleridir ve salt/mutlak doğrular da değildir. Başkasının kabul etmesi beklenemez. Problem, şiir sadece vezin ve kafiyeli geleneksel formlara uygun mu yazılmalıdır? Bence bu tartışmalar artık gerilerde kaldı. Öyleyse edebiyatımızda bu gün bir kısmı rahmetli bir kısmı yaşayan, onlarca (belki yüzlerce) şairi nereye koyacağız, yok mu sayacağız? Bence, duygu ve düşüncelerin belli bir uyum, ahenk içerisinde verildiği sözler (edebiyatta) şiir cümlesi (türü) içine girer. Bunu şair ister serbest, isterse geleneksel formlar içinde yapar. Hatta dadaizm gibi toplumumuz için aşırı görülen akımlarda bu ölçüler bile dar gelir, tavsar. Şair deyince biz Y. Kemal'i N. Fazıl'ı tutup C. Süreya'yı, O. Veli'yi, A.Halet'i atmalı mıyız? Hayır, fazla uzatmadan bunun doğru olmadığını düşünüyorum. Bunu bence açıklamak bile abes. Bir eser (ben kabul etsem de etmesem de yazın/yapıt) güzel olduktan sonra, okuyucu/dinleyicide estetik bir zevk uyandırdırıyorsa, bir etkilenme oluşturuyorsa o edebidir. Kaldı ki çirkinlik bile bazan bir güzelliktir, güzelliği daha iyi gösterdiği için. Resimde, beyazı daha beyaz göstereceksek siyah bir fon ya da çerçeve içine alırız. İyi, güzel, doğru, yanlış, güzel, çirkin bütün bunlar kesin değil, görecelidir. Kişilere, toplumlara, dinlere göre değişebilir. Elbette toplumumzda da yüzyıllardır oluşan normlar, kurallar, yargılar vardır. Ama medeniyet değişiklikleri içinde bunlar da bir hayli değişikliklere uğramıştır. Son yüzyılda da artık, yüzyıllardır süregelen gelenksel form ve düşünceler bir çok değişikliklere uğramıştır. İnsan değişen ve gelişen bir varlıktır. Biz belki de zorunlu olarak ve fazlaca değişikliklere uğra(tıl)dığımız için buna epeyce direniş de göstermişiz. Ama artık onlarca şairin poetika dediğimiz şiir felsefeleriyle çok farklı yönlere doğru yol almış edebiyatımız. Uzatmadan, bir konuda usta olduğunu düşünenler o sanatta daha acemi sandıkları için tavsiyeler yapabilir, yol gösterebilir. Ama illa şöyle olmalı demeleri bence yanlış. Aklın yolu bir deniyorsa da, akıl akıldan üstün de olabilir. Ve gerçek ve güzellik (ve sanat) tek (veya tek boyutlu) değildir. Bu sitede kendisi de dahil, başta Ceyda hanım gibi bir çok iyi şair, gelenkesl formlarda ve yeni tarzda, değişik şekillerde güzel şiirler yazmaktadır. Demek ki olabiliyor. Aşırı ve uç örnekler konuyu saptırır. Sessiz Gemi'yi gelenksel kültürü iyi bilenler iyi anlayıp çok zevk alsalar da, bunları bilmeyen kişiler (bir hitabet, belagat ürünü olarak görebilir) hiç de zevk almayabilir. Daha ileri şeyler söyleyim isterseniz. İşimiz kutsadığımız şiir öküzü müdür? İnsanlara bir şeyler vermek midir, bunalımlarımızı kusmak mıdır, her neyse, nasıl yapılıyorsa her şey tartışılır. Herkesin kendine göre bir (edebiyat anlayışı) görüşü var. Mevlana, kendisinin aslında şiir yazmak istemediğini ama insanların çocuk gibi bu oyunları sevdiği için onların diliyle onlara hitap ettiğini/bu yüzden şiir yazdığını söyler. N. Fazıl da "sanatın işinin Allah'ı aramak olduğunu, gerisinin bir çelik çomak oyunu olduğunu söylemez mi? Allah'ın bile kendi yüksek dili ve üslubuyla değil de insanın seviyesine/düzeyine inerek "tenezzülat-ı ilahiyye denilen insana göre konuştuğunu, kulların dilinde kitap gönderdiğini biliyoruz. Bazan çocuğa göre çat-pat, çocukça da konuşursunuz. Kişi, durduğu yer ve zamana göre farklı fotograflar da verebilir. Şair/yazar hakim bir üslupla yazabileceği gibi, çok farklı üsluplarla da yazabilir. Uzattım, özür dilerim bunlar elbette düşünülmeli, tartışılmalıdır. Buralarda/forumlarda vs. Burada genellikle kısa ve övücü yorumlar yer alıyor, belki de genç arkadaşlar olumsuz etkilenmesin diye. Şekil ve öz olarak elbette güzel bir yanı olabiliyor bu şiirlerin bile. (Belki olgun, saf, tam bir şiir olmasa bile, bunları da bir atölye çalışması gibi düşünüp iyi yanlarını övebiliyoruz. Kırılmasın diye aksıyan/yanlış yönleri pek yazılmıyor. Bazan aşırı da gidiliyor. Yapılacak bazı düzeltme ve eleştiriler ise kırmadan özel olarak yapılabiliyor, mesajla gönderiliyor. Ama burada herkesin vakti o kadar fazla değil bunu yapmak için. Yapanları kutluyoruz eleştiri adına. Buradan Afet abla ve tüm dostlara yeniden teşekkür, selam ve saygılarımı sunarken bu açıklamaları yapma gereğini duyduğum belirtmek isterim. Selam, sevgi ve saygıyla..
kardeşim bu sözüm sadece sana değil herkese. bu tür şiir tabir edilen şeylere başka bir isim verilmeli diye düşünüyorum. elbette ki güzel , elbette ki bir çoğu zeka ürünü, elbette ki kelimelerle oynanıyor. ama haksızlık değil mi şimditıllarca emek verilmiş her bir mısrasında değişik tatlar aldığımız bir sessiz gemi de şiir bunlar da şiir. birisi yazmıştı adını unuttum da şiir şöyleydi. UYKUSUZLUK Bu gece koyunlardayım. Şiiri bu kadar dı ve koca sayfada yer tutmuştu. evet bir çok şey anlatıyor ama şiirde olması gereken derinlik yok, ahenk yok, duygu yok, nedir bu? benim gücüm yetmez bu düşünceleri değiştirmeye ama bunların başka bir adı olmalı ve kendi statüsünde eserlerle karşılaştırılmalı ve değerlendirilmeli. senin ki de öyle bir şey az önceki biraz abartılı bir örnekti ama o tür içinde güzel. belki de çok da güzel. ama okuyunca şiir okumuş gibi olamıyor insan. bilmece çözmenin verdiği tadı veriyor. onların da müptelası var.ve ben de çok severim öyle kısa ve değişik söylemleri. sadece şiir demek geçmiyor içimden. yukarıdaki ershazber rumuzlu arkadaş da açıklamasa da aynı şeyi söylemiş. senin çok güzel şiirlerin de var. şiirlerde buluşalım demiş. ben de böyle ortalık yerde söylüyorum ondan sonra da bazı kişilerden uyarı alıp kendimi zora sıkıntıya sokuyorum. ben de senden duygulu şiirler istiyorum arkadaş. kalemine kuvvet.
Yüreğinize sağlık...tebrikler