ÖLÜME TUTSAK BEDENLER.!
ölüme tutsak bedenlerin
ruhlarından kopuyor fırtınalar acı tarlalarında büyütülmüş başaklar keskin ya da kör saplanır bıcaklar bütün hikayelerin sonuna göz yaşından bir mühür vurgun herkesin sol yanından bizden biri gibi davranma yeter sakınlar / sakıncalar / hangi yol yakın hangisi uzak ki bu alemde düşünce yere can / sanılarla uzanan ben kimimim diye bütün sorularda aslında akıllar ya kıyam et ya kıyam etme sonu zaman son zili çaldığında nefersiz ordular yürür düşman pişman dost pişman kaç defter dürülür .? bütün zamanlarda güneş aynı yerdenmi sabah ? mum yakıpta aradığın ya da aramadın ne? her sorunun her merakın içinde saklı duran bütün cevaplar takvimler kaçıncı yılı gözterirse göztersin bir nefes üzerinde kaç yıl var ki zaten ? doğum gününden beri sonsuzluğa çırpınmıyormu kalbin boş ver istersen mutlaka biri için ağladın bir gün senin içinde ağlıyacaklar hikayelerin en heyecansız tarafı başı belli sonu belli olması insanın doğmaya aklı eriyor ama ya bir de / akıl almaz bir biçimde hayret var / ölüm ile doğması ey bu saltanatın benzersiz sahibi tecellin ile perdelerinden arındırdığında bile hayret neden ateş hâla yakıyorki beni ? |
Ellerinize sağlık.
Esen kalınız...