HADİ AL YÜREĞİNE BİRİNİ !
eyer konuşursa bir gün istanbul / ya da bir şehir !
mahşer kalabalığı her yer namusun perdelenip / ayyuk a çıkan utanç pazarı siyah ile kara arasındaki farksızlık tarihsiz talihsiz gençler şikayet eder güvercinlerin gözleri marmaranın balıkları kokuşmuş insan / kalabalık bir vakit sonrası kuytu köşelerde oksijenin en fazla bol olduğu yerlerde /parklarda bahçelerde içlerine zehir çeken çocuklar yağmurların bile yıkayamadığı kir o küçücük göz kapaklarının arkasında kocaman bir kin yarasalar gibi gün ışıklarından saklanan otun hapın kimyasalın tutuklu mahkumları mamleketi yok şehri yok / bunlar nasıl insan / bunlar kimin çocukları ? hadi al yüreğine birini / sar kurtar kurtarabilirsen onlar güneşin battığında sadece konuşanlar biz ölmek için daha nekadar yaşayacağız ki böyle ? olmayan çıvısi mi çıkmış hayatın ya hu ? |
doyasıya gezmek rahatlamak için gittiğimiz o parklarda yada akşam üstleri sahil kenarlarında ellerinde bir poşet ve ne çektikleri belli olmayan yüzlerinde hüzün başıboşluk ve binlerce yaşanmışlık akan çocukları görüp te hızlıca kaçıyoruz..
o yavruların neden böyle yaptığını yada bir yardım eline muhtaç olduğunu düşünmüyoruz.. bizim geleceğimiz çocuklar değil mi... sadece anne baba yanında yaşayan çocuklar yada sıcak evlerinde bizlerle oturan pürü pak çocuklar üstünemi kurulacak bir geçmişimiz var ....hayır malesef o çocuklarda geleceğe taşınacaklar...
ve bizler bir şeyler yapmadıkça elimizi taşın altına koymadıkça geleceğe biraz karanlık bakmak gerekiyor..
kutluyorum kaleminizi saygılarımla