AŞKI FISILDAR
Bedenim bir kurtulur siyahî katranından,
Bütün kökler tutuşur; yaprak aşkı fısıldar. Gönle murat saçılıp, dağılır dumanından, Nur yağar damla damla; toprak aşkı fısıldar. İlhamların rüzgârı ziyneti bezer durur, Garip kalan gönlüme kevseri süzer durur, Yangın olan yüreğim deryâyı sezer durur, Yanar ateş telleri; ocak aşkı fısıldar. Mekke’nin sokakları ruhuma “ lebbeyk “ sunar, İnleyen zamanıma anka kuşları konar, İklimim başka olur, yanar közlerim yanar, Cennet girer düşüme; Burak aşkı fısıldar. Medine’nin gülleri girer garip bağıma, Yön verir damla damla ağlatılan çağıma, Nurlarını zerkedip canlar verir ağıma, Zikir titretir elim; kucak aşkı fısıldar. Meclisimde yârenler kopartır endişeyi, Dillerle huzur sunup getirirler neşeyi, Yemyeşil muratlarla sarsarlar her köşeyi, Neyler elesti üfler; sûznak aşkı fısıldar. Elime derman gelip nur kuşanır kalemim, Meltemlerim ruh verir, bir son bulur mâtemim, Karanlık sükût eder, aydınlanır âlemim, Umut yığar öteler; firâk aşkı fısıldar. Saadetin nuruyla suya kanar vahalar, Közlerim cuşa gelir, boşta kalmaz sahalar, Pervâne’nin dilinde titreşir Fâtihâlar, Rabbi yığar sözlerim; dudak aşkı fısıldar. |