GÖLGE ve AYNAHalifesi Rahman’ın varlığı O’ndan nefes Eşref-i mahlukat ki nasıl dönüşür dûn’a İhanet ipleriyle örer kendine kafes Elif olmakken maksat, rağbet yine de ’şın’a Damarımızda saklı, taşla dolmasın Mina Gök kırgın deniz hırçın gökkuşağında isyan Bütün renkler mi kirli, beyaz üstünde kara Umar olur zannında kendi kendini nisyan Eyyüp sabrı yetersiz, zira ruhlarda yara Görüş alanında sis, ama yelkenler fora Hissiyat yanardöner riya zirveden mağrur Dıştan âsûde bahar, içimizde kasırga Göz zahire odaklı, dil yalan ile fahûr Menzil öteler ama ne rahvanız ne yorga Bülbüllüğe soyunmuş çatlak sesiyle karga Hep aynıyı görmekten yorgun artık tekerrür Hep gürültüye yenik son sahnesinde arya Hayata aksetmeden beyne mahkum tefekkür Soru üstüne soru, cevabı yok, angarya Benliğimizden firar, ceza müebbet parya Acze mağlup değiliz, insan olmaya naçâr Yakışır mı kulluğa, kul önünde inhina Hayır doğruda gizli, doğru gerçeğe düçâr Hangi akîle kârdır şer üstüne ibtina Muradı Hayy olana yok ölümden imtina Kim nereden bilecek, ne uğruna çilekeş İçimizde mi gizli, ulaşılmaz nirvana Anlayınca bitecek ruhlardaki keşmekeş Kimim ben, nedir varlık, nerede saklı mana Ben bende olana dek, gölgemi sakla ayna 2009 |