ŞEB-İ YELDÂDAN NÂR-I BEYZAYANe uğruna serkeşim, ne de kapında geda Karşılık bulur mutlak arşa ulaşan nidâ Varsın çeksin içine en koyu karanlıklar Fecre kavuşur elbet korkulan şeb-i yeldâ Büyür yaklaştıkça ah, uzaklaşır umudum Yazılır kalem kalem hicran burcuna adım Değil mi ki ihsandır varlığım için aşkın İçsem bile inlemem zehrini yudum yudum Sevdanın mahşerinde külümü yakan ateş Nihayete ermez mi bağrındaki keşmekeş Asırlarca bekledim beklerim bin yıl daha Yeter ki kararmasın, ufkuma doğan güneş Çözülmez mi sabırla şifreli yokluk imi Vefasızlar yurdunun sen kaldın müdavimi Süregelen zamanda her anım kıyamettir Yüreğim infilakta, bir intihar mevsimi Sitem sanma sevgili, ya da gönlüne eza Hasretinin kahrını yüklense çöker feza Çığlık çığlık haykırsam isyan sanırsın ancak Dokun artık ruhuma ey kutlu nâr-ı beyza 2008 |